Birinci devredeki Arnavutköy deplasmanını hatırlıyorum. Ertesi gün “Olmuyor Beyler” başlıklı bir yazı vermiştim servise. Hakikaten olmuyordu ki o soğuk İstanbul öğleninde seyircimiz sahadaki oyuna kızarak stadı terk etmişti. O kötü futbol sonrası yaşanan çalkantılı günler sona erdi. Köprünün altından çok sular geçti. Bursaspor şimdilerde çok daha özgüvenli. Hatta ve hatta Enver Cenk Şahin’in 89. Dakikada al da at pasını Turan Görgüç gole çevirse, klasmanda da Arnavutköy’ün üzerine çıkılacak ve maç tam bir gövde gösterisine dönüşmüş olacaktı.

Maçtan 1 gün önce Amedspor, İnegölspor aracılığı ile Bursa’ya selam yolladı. Amedspor’un kendi sahasında İnegölspor’a mağlup oluşunu görmezden gelmemiz ve kötü şeyler düşünmememiz için, basına düşen başkanların Diyarbakır’da kebapçıdaki fotoğraflarını görmememiz gerekirdi. Ama sosyal medyada da Amedspor’lu taraftar gruplarının başkanlarını istifaya davet etmesi, bizi de oldukça kaygılandırttı. Herşeye rağmen dostluk kardeşlik güzel şey. Biz buzları eritemedik. İnegölspor ile Amedspor kardeş takım olmuşlar bunda üzülecek bir şey yok. Türk futbolu adına olumlu gelişmeler. 

Eğer Amedspor’lu taraftar gruplarının kaygıları haklıysa, olan Batman Petrolspor’a oldu. Küme düşme yolundaki yerlerini moralsiz çıktıkları maçta oldukça sağlamlaştırdılar. 

Bursaspor, 1 gün önceki bu gelişmeler ışığında çıktığı maça çok hızlı ve istekli başladı. Bu kadar baskıyı çok maçta görememiştik. Daha 4. Dakikada Hasan Ayaroğlu üzerine bir çullanma gördük penaltımız pas geçildi. Dokuzuncu dakikada Berat’ın bol driplingle attığı gol maçı erken koparmamıza sebep oldu. İlk yarının yarısına kadar Hasan Ayaroğlu’nun akılalmaz hatasını gole çeviremeyen Arnavutköyspor’lu futbolcular arasında bir gerginlik başladı. Bu münakaşa sonrası Hasan Ayaroğlu’nun başlattığı akında Çağatay Yılmaz ve Berat’ın harika paslaşmaları bir gol daha getirdi. Yediğimiz golde yine güneşin azizliğine uğradık desem yanılmış olmam. Kaleci Deniz’de önceki haftalarda topu göremediğinden böyle bir gol görmüştük kalemizde. Sevgili Özer Hurmacı kardeşim, güneşe karşı oynayan kalecilerimize siperli bir şapka temin edelim. Gündüz maçlarında Soğukkuyu tarafındaki kalede bu sorun önemli oluyor. Dikkat! 

Futbolcularımızı tek tek yazmayacağım ama öne çıkanlar var. İleri uçta Sabri Karaca’yı çok ararız derken Çağatay, Berat ve Enver terminatör bir yapıya bürünmüşler. Hasan Ayaroğlu’nun da orta sahayı karıştırmasıyla Arnavutköyspor’un başı döndü durdu açıkçası. Ben bu noktada Özer Hurmacı’nın “yardımlaşma” duygusunu öne çıkararak bunu başardığına inanıyorum. Özellikte ileri uçta kimse kendine oynamıyor, takıma oynuyor. Bunu çok bariz hissettik. Öyle ki özet golleri seyredecekseniz 19 ve 31. Dakikalardaki gollerden birini seyredin zira ikisi de aynı şekilde atıldı. Zaman kaybı olur sizin için. 

Barış Dalkıran, biraz daha gelişirse Brezilya’lı unutulmaz yıldız “Sokrates” gibi olabilir.
Furkan Emre çok güçlü döndü. Ben uzun toplarını bekliyorum hala.
Canberk Yurdakul’da iyi bir alternatif olduğunu gösteriyor. Oynamaması onu bozmamış.
Kubilay, Ozan İsmail Koç, Bilal görevlerini yaptılar. Tek eksiğimiz biraz daha kanat bindirmeleriydi. Bu da olursa önlem alınamaz bir takım yaratılmış olur. 

Bana Pazar günü Arnavutköyspor’a karşı oynanan oyun ve alınan farklı galibiyet, nereden nereye dedirtti açıkçası. Eskiden gazetelerde ya da spor dergilerinde maçlardaki performanslara göre futbolculara yıldız verilip değerlendirilirdi, ben de bir nostalji yaratayım istedim:

Canberk Yurdakul: **
Furkan Emre Ünver: **
Ozan İsmail Koç: **
Kubilay Sönmez: **
Hasan Ayaroğlu: ***
Bilal Güney: *
Berat Altındiş: ***
Enver Cenk Şahin:***
Ertuğrul Kurtuluş: *
Çağatay Yılmaz: ***
BarışDalkıran : **