Bunca yıldır spor izleyicisiyim bu kadar tuhaf olayın bir arada yaşandığı profesyonel bir futbol takımı görmedim. Amatör branşlarda bu olur. Örneğin Faroe Adaları futbol takımı amatörlerden kurulu bir takımdı ve adanın kasabı, berberi, terzisi falan oynuyordu milli takımda. Kulüp başkanı da olsa olsa muhasebeci falandı sanırım.

Geçtiğimiz hafta “Bursaspor başkanı istifa dilekçesini masanın üzerine bırakıp kaybolmuş” diye bir haber yayıldı. Gülmekten kendimi alamadım. Bu önemli bir haber olduğundan bazı basın mensupları da Özlüce’ye üşüşmüş doğal olarak. Olayın akıbetini nereden öğreneceğiz? Tabii ki basından. İstifa mektubu masanın üzerindeymiş, başkana telefonla ulaşılamıyor muş, mektubu alan muhasebecinin masasına koymuş, o odanın da kapısı kilitliymiş…Yani uzun lafın kısası trajikomik bir hikâyeye dönüştü. Ondan öncesinde de “Bursaspor Kapatılabilir” açıklamasını yapmıştı. Sonra gelen tepkiler üzerine “canım ben öyle pat diye demedim. Yavaş yavaş kapanabilir” demek istedim diye bir açıklama geldi. Son olarak başkan dışındaki arkadaşları “biz de ulaşamıyoruz başkana ama olağanüstü kongre kararı alsak 45 gün sürer. Bu süre zarfında kongrede aday olacak yönetim kuruluna kulüpteki yönetim masasını istekli arkadaşlara devredebiliriz ama istekli yok” minvalinde açıklamalar geldi.

Değerli okurlar, değerli Bursasporlu’lar biz amatör kümeye düşmüşüz. En azından yönetimsel olarak. Lig başından beri olan bitenden %80 bugünkü yönetim sorumlu. Geriye kalan da Bursaspor başkanlığını kendine yakıştıramayan, “işim mi yok başıma dert alayım” diye düşünen şehir liderlerinde.

Bence bu %20’lik kısmın “olumsuz yaygın etkisi”, %80’lik kısmın yarattığı kaos etkisinden çok daha fazla öneme sahip.