18 Aralık Pazar günü iki bambaşka maçı üst üste seyretme imkânım oldu. Birisi dünyanın zirvesindeki global bir maçtı, diğeri ise yerel olarak bu zirvenin çok çok gerisinde olan bir maçtı. Arjantin-Fransa ve Bursaspor – Nazillispor maçlarından bahsediyorum. “Bu iki maç nasıl olur da aynı köşe yazısında yer bulur” derseniz, anlatayım. Her iki maçta da bir takımın attığı golden sonra inanılmaz geri dönüşüne şahit olduk. Fransa golden sonra tutulamaz hale geldi. Messi ve arkadaşlarının korkulu yüz ifadelerinden bunu çok kolaylıkla anladık. Arjantin yavaş yavaş tango yapmaya hazırlanırken karşısında uyanan bir dev gördü. Korkunç bir afallamadan sonra uzatma devresi imdadına yetişti Messi ve arkadaşlarının.

Bizim maçta da aynısı oldu. Gole kadar son derece vasat, hatta vasatın altında bir Bursaspor izledik. Üst üste alınmış dört mağlubiyetin getirdiği ağır baskıyı da burada gözden kaçırmayalım tabi. Peki ne gördük golden sonra? Atılan gol, soğuk, cılız, cansız futbol yerine topa çok sert olan, rakibe yakın oynayan ve kaybetmeyi asla istemeyen futbolculara dönüştürdü bizim takımı. Bursaspor’u izleyen taraftarlar, bir on dakika kadar “işte bu!” diyebildi uzun haftalardan sonra. İster milyon Avroluk ayaklar olsun, isterse Milyon TL’ lik ayaklar olsun, futbolun değişmez bir gerçeği var: Mücadele edersen fark edilirsin ve fark yaratırsın. Kötü gidişe isyan edersen kazanırsın. “Bizim takımın kapasitesi bu kadar” deyip kulağının üzerine yatarsan yarım metre ilerleme gösteremezsin.

Bu maç Hasan Ayaroğlu’nun maçıydı. Benim gözüm ondaydı. Hemen hemen hiçbir varlık gösteremediği gibi bolca hata da yaptı. Bunu oyun içinde kendi de fark etti ve yüz ifadesinden bunu anladık zaten. Oyundan alınmalı mıydı? Alınmamalıydı bence. İsmail Ertekin hoca da herşeye rağmen oyunda tuttu. Buradaki psikolojiyi iyi anladı bence İsmail Hoca. “Bu takıma birşeyler vermelisin” mesajı verdi Hasan’a.

Bu galibiyet nefes aldırdı evet ama devre arası çok önemli. Futbolcuların kendilerini toparlamaları ve hafif sakatlıkları olanların iyileşmeleri için uzun bir ara var (36 gün gibi). Bu arada futbolcular hem mental hem de fizik olarak belirli bir seviyeye getirilmeli. Bu esnada transfer tahtası da açılıp gelebilecek bazı desteklerle, işler Bursaspor lehine dönebilir.