Normalde genç bir sporcuyu bu şekilde köşe yazısına taşımak biraz ağır gelebilir ama ben birkaç hafta dinlendirilmesi görüşündeyim. Açıkçası başlıktaki sorunun yanıtını da 22 Ekim Pazar günü oynanan Bursaspor-Adıyamanspor maçında bulamadık. Bulamadık diyorum, sağımda solumda altta üstte hangi spor yazarı vardıysa da bulamazdı. Diğer futbolcular çok mu iyiydi? Tabii ki kocaman bir “hayır”. Diyebileceğim tek şey kötü oynayan grup içinde vasata ulaşanlar vardı diyebiliriz.

Maç esnasında spor yazarı arkadaşım M. Ali Ekmekçi’ye bu seneden çok umutlu olduğumu, birbirini iyi bilen futbolcularla oynamanın her zaman avantaj olabileceğini ve bu sene şampiyonluk olmasa bile play-off kovalayacak bir takım beklerken büyük hayal kırıklığı yaşadığımı belirttim. O da bu işin salt yetenek ya da gençlik ile açıklanamayacağını büyük bir motivasyon kaybı yaşandığını belirtti. Kesinlikle haklıydı. Motivasyon kaybının nedenlerini iyi araştırmalıyız. Madem ki gençsiniz neden durarak oynuyorsunuz sorusu masada. Madem ki yeteneklisiniz, menajerleriniz kulüplerle köşe kapmaca oynuyor o halde sorun nedir sorusu da masada. Hayal edemeyeceğiniz bir forma sırtınızda, yemyeşil çayır karşınızda, tribünler arkanızda siz neredesiniz arkadaşlar?

Maç analizi için şöyle bir notlarıma baktım ki ilk 45 dakikanın uzatmalarına gelene kadar kalem kıpırdatmamışım. U-19’a seçilen Yusuf Sertkaya topu direğe nişanlayınca sıçradık ve bir futbol maçında olduğumuzu anladık. Murat Sözkesen hoca nedenini tam anlayamadığım bir şekilde taşları yerinden oynatmış. Örneğin ne yardan geçerim ne serden misali Yiğit Fidan’ı kesemeyen Furkan Emre’yi ön libero oynattı. Bilal Güney sol bekte, Ozan İsmail Koç, ileride Berat’ın yanında Mustafa Genç zaman zaman sağda değil de solda falan oynadı. İnanın başımız döndü. Furkan Emre top kapmada çabukluğu olan biri değil ve bence oynadığı bölgede sırıttı. Vasatı bulan iki oyuncu Yiğit Fidan ve Eren Tunalı idi.

İyi niyetinden şüphemiz yok ama bence Murat hocanın kafası çok karışık. Bu karışıklıkta da takım kafa olarak maçlara hazır değil.

Daha 2. dakikada süreye oynayan ve beraberliğe geldiği besbelli Adıyamanspor’u kendi saha ve seyircin önünde 90+1’de attığın golle yeniyorsanız bu eleştiriler oldukça dozunda bence. Maçta üç pozisyon vardı ikisini böylece anlatmış oldum. Diğeri ise Berat’ın penaltısı idi ki bu penaltı vuruşunun esrarını biz basın tribününde çözemedik. Berat’ın köşeye vurduğu topu Adıyamanspor kalecisi Ahmet Çolak çıkardı ve top şans gele diğer köşeye gitti. Ahmet Çolak 7.32 metrelik kalenin 1. metresinde kaldı ve 6.32 metrelik kaleye yuvarlamak yerine topu ezip auta atan ve kaçırdığı penaltıya neredeyse üzülmeyen bir Berat gördük.

Maç içinde kafası yerine omzuna çarpan toplar, vuramadığı kafa topları, kaçırdığı ikili mücadeleler, iştahsız futbol vs vs. Hal böyle olunca Berat Altındiş kimin için oynadı sorusu gündeme bomba gibi düştü.