Bu yıl tezgahlarda fiyatı makul ve en çok tüketilen meyve yerli muz oldu.

Anavatanı Hindistan, Avustralya ve Çin olan muz, ülkemizde Akdeniz bölgesinde yetişiyor. Ülkemize ilk defa 1750 yıllarında getirildiği biliniyor. İlk getirildiği zaman süs bitkisi olarak kullanılan muz, daha sonraki yıllarda tüketilmeye ve ticari amaçlı yetiştirilmeye başlanmış.

İthal muzun neredeyse 3 de 1 fiyatına satılan yerli muz, lezzetiyle birçok ülke ile yarışır duruma geldi. 

Vücuda seratonin yüklemesi yaparak mutluluk sağlıyor. Bu yüzden depresyona iyi gelir. İçeriğindeki yoğun magnezyum ve potasyum sayesinde kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Mide ülseri ve asidine muz en iyi çözümlerden bir tanesidir. 

Tok tutma özelliği çok yüksek olan meyve genellikle kahvaltılarda tüketilir.

Yapılan bilimsel araştırmalar muz gibi yüksek lif içeren besinlerin kalp sağlığına iyi geldiğini ortaya koymuştur. Düzenli olarak yenen muz kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.

Potasyum, kalsiyum, demir, magnezyum ve B vitaminleri açısından zengin bir içeriğe sahiptir.

Sindirim sisteminin sağlığına faydalıdır. Bağırsak hareketlerini hızlandırır, kabızlığa iyi gelir.

Potasyum açısından zengin olduğu için hipertansiyonu ve kalp krizi riskini önler. Böbrek taşı oluşumunu engeller. Potasyum eksikliği kişide aşırı yorgunluğa, bacaklarda krampa ve kabızlığa yol açar.

Stresi azaltır.

Kan şekerini dengeleyici özelliği bulunmaktadır.

Antioksidan içeren meyve kansere yakalanma riskini azaltır.

Kemiklerin ve kasların güçlenmesini sağlar.

Mideyi korur. Reflü ve ülser benzeri hastalıklara yakalanma riskini azaltır, var olan hastalığın da semptomlarını hafifletir.

Hazır tezgahlarda bolca varken bu lezzetli meyveyi tüketmeyi ihmal etmeyin.