Basketbol, kapalı bir mekânda, 5 kişilik ve futbola göre çok daha dar bir oyun alanına sahip olması sebebiyle, 1 oyuncunun oyuna hükmetmesi ve sadece onun özel melekeleriyle de başarıya ulaşılabilecek bir spor dalıdır. Diğer bir ifade ile üstün kaliteli tek 1 oyuncu, tüm sezonu sürklase edebilir. Örneğin Michael Jordan gibi. Valeybolda da pasör-smaçör uyumu öne çıkar. En güncel örnekler Egonu, Boskovic ve Ebrar olarak verilebilir. Bu oyunculara rakipsen ve günündelerse, parkede pek şansınız olmaz.

Futbolda ise böyle tek oyuncu hakimiyetine neredeyse hiç rastlanmaz. Tüm sahayı dripling ile geçecek, hali kaldıysa sert şut çekecek ve bunu 90 dakika yapacak falan filan. Bu belki 1. Ligde doğrudan oynayabilecek kapasitede bir oyuncunun 3. ligde oynatılması ile mümkün olabilir.

Bana göre Bursaspor’da Enver Cenk Şahin’in (ECŞ) durumu tam da böyle bir durum. Bu iyi haber mi kötü haber mi? Hem iyi hem kötü. Eğer cezası yok, oyun iştahı varsa şanslısın. Takımın gol atacak ya da sonuna kadar direnecek demektir. Ama oyun iştahı yok, sakat ya da cezalıysa, stadyumda yanına kitap, magazin, örgü işi falan alın derim. Yani can sıkılmasını giderici birşeyler götür, canın sıkıldıkça göz atarsın.

Ne yazık ki ECŞ’nin yanına bir de diğer eksikler eklenince umutlarını tüketmiş Tarsus’tan puan kayıpları ile dönüldü. Bu maçlar önümüzdeki maçlara bakılacak maçlar değil. Kesinlikle kazanılması gereken maçlar. 1-2 maç sonraki maçlara hiç bakmak istemiyorum; gözlerimi kapatıyorum.

Kabak, İsmail Ertekin hocanın başına patladı ama sezon başında beklentileri yükseltmeyelim diye uyarmıştım. Herşeye rağmen, Bursaspor için hayatını da ortaya koymuş olan İsmail Ertekin hocaya sonsuz teşekkürler. Onun hayalinin Bursaspor’u çalıştırmak olduğunu biliyorduk ve bu hayaline kavuştu.

Elindeki kadro belliyken adeta vejetaryen yemekler satan lokantada etli yemek yok mu diye ısrarla soruyoruz garsona. Teknik sorumlu Özer Hurmacı’ya da aynı sorular sorulacak. Maalesef yok. Elimizdeki malzeme bu. Garsondan istediğin kadar şikayetçi ol, değişmesi için restoran sahibine başvur, kendini parçala, önüne gelen yemek, etli yemek olmayacak. O nedenle kalan haftalarda Özer Hurmacı da ECŞ ile galip gelmeye çalışacak. O yoksa, vasat oyunla birşeyler yapmaya çalışacak.

Ben yeni teknik direktör adayının daha genç yaş gruplarını çalıştırmış, Altınordu benzeri bir yapıyı kurgulayabilecek bir teknik adam olmasını dilerdim. Ama kısıtlı zamanda mutfakta ne varsa o kullanıldı. Takımdaki yetişkinleri dışarıda bırakırsak, üzerine koyarak gelen bir genç görmedim. Saman alevi gibi parlayan sonra durgunlaşan gençleri anlayacak, onların anatomik gelişimlerinin, kemik yapılarının farkında olacak, bunlara göre yükleme yapıp elindeki malzemeyle et yemeği değil ama en azından bol proteinli bir sebze yemeği çıkarabilecek bir teknik direktör ihtiyacı olduğu açık.

Özer Hurmacı bunu bu aşamada başarabilir mi? Şüphelerim var.