Geçtiğimiz hafta her yıl düzenli olarak katıldığım Çalı Köy Filmleri Festivali’ndeydim. Önceki yıl çeşitli sebeplerle ertelenen festivalin bu yıl 6.’sı düzenlendi. Doğa ile iç içe bir ortamda Çalı Futbol Sahası’nda düzenlenen ve 5 yıldır her yaz heyecanla beklediğim bu muhteşem organizasyon hakkında bir şeyler yazmanın vakti geldi.

***

Festivalin geçmişi neredeyse bir asır önceye, 1934’e kadar uzanıyor. Yani Muhsin Ertuğrul‘un yönetmenliğini yaptığı ‘Aysel, Bataklı Damın Kızı’ filmine. Türkiye sineması için çok önemli bir yeri olan ‘Aysel, Bataklı Damın Kızı’, ülkemizde çekilen ilk köy filmi olması bakımından oldukça önemli. Filmin senaryosu, İsveçli Yazar Selma Lagerlöf ’un bir hikâyesinden yola çıkılarak Nâzım Hikmet tarafından yazılmış. Müziklerini Cemal Reşit Rey, görüntü yönetmenliğini ise Remzi Ar ve Cezmi Ar yapmış, Cahide Sonku ilk kadın yıldız olarak bir ilke imza atmış. Çalı halkı o zamanlar filme büyük katkı sağlamış, aynı bugün festivale olduğu gibi.

Çalı Çevre ve Kültür Derneği ve Nilüfer Belediyesi tarafından organize edilen Çalı Köy Filmleri Festivali bugün Bursa’nın ve Çalı’nın tanıtımı noktasında artık daha da görünür konumda. Aynı zamanda düzenlenen kısa film yarışması ile de genç yetenekler de destekleniyor.

Her gittiğimde Çalı halkının festivale olan ilgisi ve desteğini gördükçe mutlu oluyorum. Geçmişten gelen günümüzde sürdürülen bu çaba içimi umutla dolduruyor. Vefa, hepimizin dilindedir ama Anadolu insanı vefayı, umudu yaşatır.

***

Yazın sıcaklığında insanı serinleten konserlerin, söyleşilerin, film gösterimlerinin ve atölyelerin düzenlendiği 7’den 70’e tüm sanatseverlerin keyif aldığı festivalde bu yıl yine çok sayıda yönetmen, çok sayıda oyuncu katıldı. Doğanın kucağında 3 gün süren kamplı festivalin ikinci akşamı Kozmonotosman muhteşem bir konsere imza attı.

Davetli sanatçılarla birebir görüştüğümde hepsinin gerek izleyici gerekse konuk olarak yeniden festivale katılmak istediklerini kendi kulaklarımla işittim.

Çalı Bursa’nın bir değeri, 3 gün boyunca orada organizasyondan yemeğine, lojistikten temizliğine kadar her alanda dişini tırnağına kadar takan bölge insanı sinemanın geçmişten gelen bir değeri.

Bizler yaşadığımız, doğduğumuz ya da bağımız olan yerlere verdiğimiz katkılarla adımızı yaşatırız. Çalı bizim bir örneğimiz ve böyle etkinlikler ülkemizin her yerinde yapılsın isterim. Çünkü bu topraklar bunun için paha biçilemez bir kaynak.

“Bir film düşünün ki çekildiği köyde hala yaşasın. O dönemde doğan çocukların isimleri, oyuncuların ve karakterlerin isimleri olsun.”