Okumaya başladığımda içerisindeki öykülerin birbiri ile bağlantısını merak etmiştim. Konuları birbirinden bağımsız, onlarca duyguyu buluşturan, derdi olan bu öykülerin bir bağı ve benim de bir bağım olmalıydı. Okudukça anladım.

Kitap; Ruhlar, Mezbaha ve Günler olarak üç bölüme ayrılmış. Sıradan hayatların sıradan olmayan anlarına konuk eden pek çok öykü barındırıyor. Diğer bölümleri de değerli ancak benim için sarsıcı olan Mezbaha oldu. Yazarın bir diğer alanı olan psikiyatrinin de yansımalarını bu bölümde daha net gördüğümüze inanıyorum.

Kitabın ilginç bir yanı var. Ruhlar Mezbahası İyi Günler Diler, İzmir’de ‘yolda’ yazılmış, üstelik çoğunlukla telefonda. Bir çoğumuzun her gün yürüdüğü bir caddede, bir tramvay, belki de bir dolmuşta. Bu yol belki de kalplerimizi arşınlayan bir yoldur kim bilir… Kitaptaki öykülerin bendeki bağı da böyle ortaya çıktı.

Unutmadan kitabın sonunda harika bir müzik listesi var. Yazar tarafından öykülere eşlik ettiği belirtilen şahane şarkılar. Ruhlar Mezbahası İyi Günler Diler’i okuyacaksanız mutlaka bu liste eşliğinde okumalısınız.

***

Lilith – Esra Pekin

İlk sayfalarda durgun giden bir yapısı vardı ama bir noktadan sonra beni kendine bağladı Esra Pekin tarafından yazılan Lilith.

Romanın ana karakteri Lamia ise günümüzün Lilith’i.

Lamia, küçüklüğünden beri zaman zaman birbirleri yerine geçen ve bu oyunu yaşamın bütününe yayan ikizler Kuzey ve Güzey ile tanışır, belki de tanıştığını sanıyordur.

Kitap boyunca Lamia, Kuzey ve Güzey’in arasındaki ihanet, aşk ve intikam çemberi etrafında dolaşıyoruz.

Sonlara doğru hızlanan bir okuma oldu benim için.

Okurken kendinizi özdeşleştireceğiniz anlara muhakkak tanıklık edeceksiniz. Belki bizler de kendi hayatımızın Lilith’iyizdir. Belki de bizim de hayatımızda kısa zamanda yer bulan Kuzey ve Güzey vardır kim bilir.

Esra Pekin’in de dediği gibi, masumiyet hata dozunun ölçüsünü belirlemez.

Kitabın kapak tasarımı Gülay Tunç tarafından yapılmış.