La Casa de Papel TV dizisinin finali bizi ne kadar hayrete düşürdüyse, dünya ekonomisinde olup bitenler de bizi diziyle benzer bir sona doğru götürüyor olabilir. 

Ekonomide bir malın değeri fiziki varlığı ile ilgilidir. Kıtsa pahalı, bolsa ucuz olur. Hayati olup olmaması da bizi ilgilendirmez. Su hayati olmasına rağmen ucuz, “değerli metaller” (örneğin elmas) hiçbir hayati önemi olmamasına rağmen pahalıdır. Dolayısıyla sübjektif değerlendirmeler ekonomiyi ve dolayısıyla sizi yanlış düşünmeye sürükleyebilir.

Pek çok değerli metal gibi altın, dünyaya yaklaşık 4.5 milyar yıl önce uzaydaki gök cisimlerinin çarpışması sonucunda geldi. Yani öncesinde yoktu. İnsanlık bu değerli metale öyle değer verdi ki önemli bir rezerv haline geldi. Merkez bankalarında döviz dışında değerli maden saklamak ülkelerin kredibilitesini güçlü kılmaktadır. Rezervler düşükse ülke ekonomisinin temerrüte düşmesi söz konusu olabilir. Meşhur dizinin finali bu konu üzerine kurgulanmıştı. Diğer bir ifadeyle dizinin finalini anlamak için temel düzeyde makroekonomi bilgisine ihtiyaç var.

Peki neden böyle? Özellikle 2. Dünya Savaşından sonra alınan kararlar gereği dünyanın parasal düzeni (kısacası kurulu düzeni) Amerikan Doları üzerine. Mahallede top kiminse oyunda onun sözü geçer misali, dünya ekonomisinde de Amerika’nın sözünün geçmesi kaçınılmaz bir durum. Ama sistemin bozulmaya başlaması ve G-7 ile diğer ülkelerin gelir dağılımı arasındaki fark korkunç düzeylere ulaşınca, bu defa dizideki gibi senaryolar yazılabiliyor işte. Merkeziyetçi bu yapıdan bunalan plan yapıp merkez bankası soymaya kalkıyor. Her film, bir miktar gerçeği yaşatır bence. Acaba dünya altın rezervi 42500 ton mu gerçekten? Ya da gizli petrol sığınakları var mı? Petrolün önemi kalmıyor, sığınaklardaki petrol çoktan çıkardı şimdiye kadar! 

Kısacası dünya ekonomisi bilinenler kadar bilinmeyenler üzerine de oturtulmuş durumda. Dizide vurgulandığı gibi ülkelerin gerçekten deklare edildiği kadar rezervi, parası, değerli eşyası var mı? Pamuk, soya, mısır, buğday gibi tarımsal ürünlerdeki stoklar ne kadar gerçekçi? Şu kadar tahıl stoğumuz var dendiğinde gidip siloları kontrol etme şansımız yok. Ama şunu net belirteyim ki dünya ekonomisinde işlem gören malların onda biri kadar ürün rekoltesi var. Yani dünyada üretilenden 10 misli daha fazla tarımsal ürün, küresel borsalarda işlem görüyor. Kısacası üretilmemiş olan malın işlemi yürüyüp duruyor dünya ekonomisinde. Yani “La Casa de Papel” dizisi dışında, “La Casa de Altın”, “La Casa de Pamuk”, “La Casa de Mısır”, “La Casa de Buğday” dizilerinin hepsi çekilebilir. Ancak kasadaki altın değil de gıda ile alakalı bir ürün ise çok daha acımasız sonuçları da olabilir. 

Peki buradan ne çıkaracağız derseniz de şunu söyleyivereyim: Malın değerini belirten şey “bilgi”dir. Birisi bize altının çok değerli olduğunu söylemeseydi, ona yaklaşımımız ne olurdu? Yolda karşımıza çıkan altın parçasına bakar, bir kenara fırlatabilirdik belki de! Şimdi diziyi de izleyenlere sorum şu: Şu maldan şu kadar ton var diyen birisine hangi boyutta inanabiliriz? 

Ya da şu kadar güçlüyüm diyen bir ülke, beklenmedik ölçüde kırılgan olabilir mi? 

Bilgi…Ama kaynağı doğrulanmış bilgi hayat kurtarır.