İyi ki Bursaspor geçtiğimiz pazar günü mağlup oldu! Çeşitli Youtube kanallarından amatör çekimler vasıtasıyla gördüklerim ve maç sonunda medya kanallarından okuduğum haberler bana bunu düşündürttü.  Maazallah Bursaspor bir de galip gelse, demek ki cinayet işlenecekmiş. Düşün ki genç bir futbolcusun. Maçın havası, ortamı günler öncesinden belli. Gerginlik hat safhada. Değil top oynamak ayakların bir adım öteye gidebilir mi? Şöyle göz ucuyla tribünde provoke edilmiş kişilerle göz göze gelecek olsan, göreceğin tepki, işaret parmağıyla “boğaz kesme” işareti olacak.  

Diyarbakırlı bir vatandaşın cep telefonu ile Youtube üzerinden yaptığı canlı yayından takip edebildim maçı. O da on dakika falan. O on dakikada o kadar çok dehşete kapıldım ki, “bugün Bursaspor burada kaybetsin” dedim. Esas sorunun maçın skoru ya da Bursaspor olmadığı, 2-0 galip gelinen maçın sonrasında devam eden olaylarla ortaya çıktı. Ayrıca sahadaki Bursaspor onbiri, Bursaspor-Diyarbakırspor gerginliklerinin başladığı anlarda kısa pantolonlu sokakta misket oynuyordu. Yani sebep Bursaspor değil! Sebep yaranın sürekli kaşınması.

Peki aşağıdaki gibi güzel kardeşlik sebepleri varken neden bir araya gelemiyoruz?

En sevdiğim ve yıllarca takıldığım; esprileriyle beni güldüren arkadaşım Diyarbakır’da yaşıyor.

Göbeklitepe sebebiyle en çok ziyaret etmeyi istediğim coğrafya.

İş bulduğum, ev bile ayarladığım öğrencim Doğan, ailevi sebeplerden dolayı Hakkari’de kalmayı tercih etti.

Gaziantep’in gastronomisine hayran olup ta gitmek istemeyen kişi yoktur.

Bursa’nın koskoca mahallesi neredeyse Diyarbakır’lı vatandaşlarımızla dolu.

Son olarak Bursaspor’un tribün liderlerinden bir kardeşimiz de Diyarbakır’lı diye biliyorum.

Araştırsak, birbirimizi daha iyi anlayacak / anlatacak bunun gibi milyon tane hikâye çıkar karşımıza.

Bursaspor ile Amed Sportif (ya da Diyarbakırspor) arasındaki mevzunun başlamasının üzerinden neredeyse bir nesil geçecek, hâlen bu sorunlar kaşınarak iltihap yaptırılıyor. Kaşıyanlar da mikroplu elleriyle kaşıdığı için yara bir türlü kapanmıyor. Ateşli alevli yara haline geldi. Sorunun başladığı yıl genç yaşta olan biri şimdi evlendi çoluk çocuğa karıştı. Tribüne gidip te olay çıkaracak hali yok. O yıllarda Diyarbakır’da yaşayan biri belki de Bursa da yaşamaya başladı. Bursa’nın ekmeğini yemeye başladı. Diyarbakır’lı işadamları Bursa’nın cazibesi sebebiyle daha da büyüdü güçlendi. Anlatmak istediğim hücreler dokuları, dokular organları, organlar da Bursa’yı oluşturmuş durumdayken bu iltihaplı yarayı söküp atalım artık.

Yarayı kaşıyan mikroplu eller de kendiliğinden kurusun kopup gitsin.