Kıymetli okurlarım

Bugün sizlere 10 yıl öncesine kadar aslında pek bilinmeyen bir etkinlikten bahsedeceğim.

Baby Shower!

Baby Showerlar yaklaşık 10 yıl kadar önce kaşımıza ilk çıktığında zenginlerin, sosyetenin bir doğum öncesi eğlencesi olarak görülüyordu.

Bebeğin doğumundan 1-2 ay önce verilen partiler olarak biliniyor baby shower.

Instagram, Facebook, YouTube... Bütün sosyal medya hesaplarınızda akışta karşılaşabilirsiniz.

Bir süslü masa hazırlanıyor, üzerinde partiyi veren ailenin gelir durumuna göre çeşitli pastalar, börekler, içecekler konuluyor. Hatta kimilerinde adeta kıyafet giydirilmiş kekler, kimilerinde daha korkunç "sunumlar”.

Arka planda balonlar, çiçekler, renkli tüller. Ve genellikle bu dekorasyonlar artık organizasyon şirketlerine yaptırılıyor. Yani artık bir sektörü var.

Zengini de fakiri de yapıyor.

Evet çocuklar evlerin neşesi elbette.  Ama gittikçe benimsediğimiz geleneklerimiz(!) hakkında gerçekte neler biliyoruz?

Baby showerın tarihi toplumumuzda Amerika’ya dayandığı düşünülse de aslında çok daha eski bir gelenek. Ayrıca zenginlerin değil tam da fukaraların(?) eğlencesi.

Öncelikle yeni doğan çocuklar için yapılan bu gibi etkinlikler Antik Yunan, Antik Mısır ve Hindistan’a kadar dayanıyor.

Ancak bebek doğmadan yapılan bu partinin tarihi 1838-1901 yıllarına yani İngiltere’de Kraliçe Victoria dönemi olarak adlandırılan döneme uzanıyor.

Kraliçe Victoria’nın kadın politikası korkunç derecede baskıcıydı. Öyle ki kadınların kıyafetinden, sahip olacakları çocuk sayısına kadar uymaları gereken kurallar vardı. Kadınlar erkeklerle karşılaştırıldığında engelli bir zihniyete sahip olarak görülüyordu. Kraliçenin bu problemli görüşü sosyal yaşamı o kadar çevrelemişti ki artık onun ahlakına bir isim takılmıştı; Victoria Ahlakı.

Kadının o yıllarda yaşam amacı öncelikle anne, sonrasında ise iyi bir eş olmaktı. Bunun dışında hayatta maalesef varolamıyorlardı.

Girls 'Realm isimli bir kadın dergisinde yayınlanmış olan bir yazı, bu durumu şöyle açıklamaktadır: “Öğrenmek isteği, kadınlık dışı olmaktır. Cehalete dayalı masumiyet; büyüleyici olan budur. Bir kadın öğrenmeyle ne ister? Ona evini nasıl tutacağını, kocasının ve çocuklarının fiziksel rahatlığına dikkat etmesini öğretin. Eğer asla evlenmezse, arka planda kalmasını ve bakire teyze rolünü oynamasına ve minnettar olmasına izin verin ”

İyi bir anne ve iyi bir eş olan kadın artık sadece ‘evdeki melek’ti.

Evdeki melek tanımı başta kulağa hoş gelse de aslında kadının sokakta olmaması anlamına geliyordu.

İşte bu dönemde yeni anne olan kadının bir arkadaşı ya da akrabası tarafından ‘annesinin eve hapsedildiği için dışarıda bilinmeyen çocuğun çevreye tanıtılması’ amacıyla çay patileri düzenleniyordu.

Evde düzenlenen partilerde çocuğu doğan anneye yardım amaçlı hediyeler, kıyafetler, yiyecekler getiriyordu.

Hiç masum değil öyle değil mi?

Tabii ki hayatımızdaki güzel değişimleri kutlamalıyız, birlikte kutlamalıyız. Ama yine de nasıl hayatımıza girdiklerini bilmek kulağımıza küpe olmalı. Aklımızın köşesinde bulunmalı ki hoş gözle baktıklarımız bize nahoş nedenleriyle geri dönmesin.

Hayatın rutin pratiği haline gelmiş bazı etkinlikler aslında pek de hoş olmayan bir tarihe sahip olabilir.

Kadınların eğlenceler için baby shower gibi ‘ismi olan nedenler’ üretmesine gerek yok. Kendi nedenimiz olması bizim için yeterli.

İstediğimiz zaman, istediğimiz yerde, istediğimiz kıyafetle, istediğimiz şekilde..