Seçime muhtemelen 5 ay kaldı. Siyasal iletişim uzmanlarının söylediği şey çok önemli: Son 6 aydaki siyasi hâl ve hareket, sandığa oy olarak yansır. Bu demek oluyor ki önceki olan biten herşeyi unutarak sandığa giden bir milletiz. Belki bu dünyada da böyledir. Siyasal iletişim literatüründen gelen bu bilginin evrensel olacağını da düşünüyorum. “O halde son 6 ayda kim önde” sorusuna yanıt aramak bana düşmez ama bunu gençliğin oylarının belirleyeceğini düşünüyor; gençlik açısından bir değerlendirme yapmak istiyorum.

İlk kez oy kullanacaklar da dâhil edilerek yapılan hesaplamalara göre 5 milyon genç sandık başına gidecek ve yaklaşık 64 Milyon seçmenin oylarıyla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçilecek. Gençlerin oy oranı %5-7 arasına tekabül ediyor. Sonucu %1’lerin belirleyebileceği bir ortamda, %5-7 oranı çok ama çok önemli partiler için. Peki kim bunun farkında?

CHP 2018 yılında! 5 temel sorunu (Kaliteli eğitim, Gençlerin demokratik katılımının desteklenmesi, İnsan onuruna yakışan çalışma koşulları, Sosyal dışlanmayla mücadele, Eğitimde ya da istihdamda olmayan gençlerin oranının azaltılması) deklare etmişti. Çözüm olarak 5 temel ilke (Gençlere sorun olarak değil, kaynak olarak yaklaşılması, Gençliğin bir geçiş dönemi olarak değerlendirilmemesi, Gençlerin eşit haklara sahip özgür vatandaşlar olarak ele alınması, Gençlerin katılımının, yaratıcılığının ve örgütlülüğünün desteklenmesi, Kutuplaşmaya karşı hoşgörü ve dayanışmanın güçlendirilmesi) ortaya koymuştu. O günden bu güne ben gençlik açılımı adı altında bir faaliyet görmedim. AK Parti ise tüm belediyeleri ile birlikte şehirlerde faaliyet üstüne faaliyet gerçekleştiriyor. “İlk Oyum AK Parti’ye” mottosuyla hemen hemen her hafta gençliğe yaklaşıyor. Bu toplantılarda tabiiki muhalif gençlik yok, bunu biliyoruz. Ancak muhalif gençlik, her hafta televizyondan “İlk Oyum AK Parti’ye” toplantılarını izleyerek seçime gidiyor. “Daha 5 ay var, elbette olur” derseniz; ben de derim ki son iki ayı saymayın zira o iki ayda siyasi çatışma hat safhaya ulaşır; bu hep böyle olmuştur. Gençlik sorunları o aylarda tartışılmaz. Ne yapacaksan bugünlerde yapacaksın. Örneğin beyin göçünü her fırsatta eleştiren muhalefetin eğer iktidara gelirse bu konuda neler yapacağının açıklamasını, ancak “spesifik olarak açıklamasını” gençliğimiz için istiyorum ve öğrenmek istiyorum. Her zaman söylerim, “kıymetli bir muhalefet, ülke için iktidardan daha önemli olabilir.”

Son 1 yılda yaşananlar bana Dünya Kupası Finali’nin anımsattı. Özellikle 2022’nin başlarında CHP’nin oy oranını kapattığını ve eşitlediğini gösterdi. Bazı istatistik ajansları CHP’nin kazanmaya çok yakın olduğunu deklare etti. Dünya Kupası’nda da maça hızlı başlayan Arjantin durumu 2-0’a getirmiş; ilk yarı böyle bitmişti. İkinci yarıya çok hızlı başlayan Fransa ise durumu 2-2’ye getirmiş; bir o taraf bir bu taraf derken maç uzatmalarda 3-3’e gelmiş; Fransa, maçı kazanmak üzere ataklarını sıklaştırmıştı.

Ben AK partinin siyasal iletişimi ile 2022’nin ilk yarısında önde olduğunu; CHP’nin 2022’nin ikinci yarısında eşitliği sağladığını, ancak tam öne geçmek üzereyken yukarıda bahsettiğim nedenlerle, yapacağı son vuruşun, Fransız futbolcu Kolo Muani’nin uzatma dakikalarındaki vuruşuna benzer olduğunu düşünüyorum. O vuruşu kurtarmayı bilen Arjantin kalecisi Emiliano Martinez’i de son dönemde toplumun tüm kesimlerine ulaşmayı bilen (maddi manevi destekler, gençliğe yaklaşım,  EYT, ek gösterge, asgari ücret vs) sayın Cumhurbaşkanı’na benzetiyorum.