Görüştüğüm oldukça fazla sayıda CHP’ye gönül vermiş arkadaşım var. “Ne yazık ki bizim yüzümüz hiç gülmeyecek” diye dertleniyorlar. Kendilerine “28 Mayıs’ta CHP kurultayı var katılacak mısınız” dediğimde bir afallama oluyor. 

Elbette nerden çıktı bu kurultay diyenleriniz olabilir. Ancak CHP’li seçmenin, sayısını hatırlamadığım kadar çok seçim kaybetmiş bugünkü ekibini boş oy atarak ya da sandığa gitmeyerek göndermesi mümkün. Bunları söylerken ne yapılması gerektiğini de yazmam gerekir. Şahsımca CHP’nin bugünkü yönetim anlayışının değişmesi, lider kadronun tamamen yenilenmesi gerekiyor. Kısacası Ulusalcı kodlarla yeniden bir yapılanma şart. Bu yönetim şeklinden uzaklaşan Hulki Cevizoğlu, Yılmaz Özdil, neredeyse Meral Akşener!, tüm DSP’liler, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Ersan Şen, Muharrem İnce, başta genel başkan olmak üzere tüm Atatürkçü Düşünce Derneği Üyeleri, birleşe birleşe büyüyeceğiz diyenlerin CHP’den uzaklaştırdığı kilit isimler. Bunlar sadece hatırlayabildiklerim. Anadolu ile gerçek anlamda bir uzlaşı gerekiyor. Gelecek yeni yönetimin proje üretebilme ve bunları realize edebilecek potansiyeli ve motivasyonu olduğuna inandırması gerekiyor. Batıya karşı Atatürk ve arkadaşları gibi dimdik ayakta duracak bir CHP liderliği gerekli. Benim gibi hayattayken Karaoğlan’ın peşinde koşanların geri çağrılması imkânsız değil. 

Ak Partinin yapması gerekenler de var. Dış ticarette ve istihdam düzeyinde belirli bir yere kadar iyi gelindi. Ekonomide daha durağan bir faiz ortamı piyasaların beklentisi. Tarım politikalarında mikro düzeyde yapılması gerekenler var. Tarımda gelecek göremeyen bir nüfus var ve öncelikle bunun değiştirilmesi gerekiyor. Yaşları itibariyle Cumhurbaşkanımızın 1 dönem sonrasındaki sağlık durumunu bilemeyiz. Cumhurbaşkanımız R.T. Erdoğan’a da K. Kılıçdaroğlu başkana da uzun ve sağlık dolu günler dileyelim tabiki.  Ancak mutlaka ve mutlaka yedek oyuncuya ihtiyaç olduğu açık. Teknolojiden siyasete geçerler mi bilemem ama bu kadar üretken kişiliğe sahip Bayraktar kardeşlerden birinin liderliğinin sonraki dönemlerde Türkiye’ye iyi geleceğini düşünüyorum. 

Her iki kanat için de söylüyorum ki Türkiye’nin artık bir çizgisi olmalı. Amerikan başkanlarından hangisi seçilirse seçilsin ulusal kırmızı çizgilerin dışına çıkmıyorlar. Türkiye’nin de Kıbrıs politikası, Güneydoğu politikası, Ortadoğu politikası, Ekonomik politikalar, Savunma Sanayi politikaları uzmanlarca net bir şekilde belirlenmeli ve bu politikalara kim gelirse gelsin dokunmamalıdır. Ülke menfaatleri doğrultusunda bu politikalarda da yapılacak iyileştirmeler tabiiki kabul edilebilir. Tüm dünyanın istemese de “dillendirmeden övdüğü” savunma sanayimizin bile iç siyasette eleştirilmiş olması bende şaşkınlık yaratmıştı.

Millet ittifakının “%60 oy alıyoruz” diyerek diri tutmaya çalıştığı seçmen yıldı artık. Bu nedenle de ben gerçek anket sonuçlarının 14 Mayıs’ta alındığını; eğer Millet ittifakının dikte ettiği gibi anket sonuçları gösterge olacaksa seçimin bittiğini söyleyebilirim. Eğer CHP’nin bugünkü yönetiminin anketlere bakarak seçimin bittiğini düşünüyorsa ve CHP’li arkadaşlarım seçim kazanmak istiyorlarsa güçlü bir ana muhalefete de ihtiyaç olduğu açıksa, tekrar söylüyorum “boş oy” opsiyonunu değerlendirip kurultaydan zaferle çıkabilirler.