Kutsal kitap yakılması, dinler tarihinde görülmüş bir vaka mı diye bir araştırma yaptım ve düşündüğümün tersi bir sonuçla karşılaştım. Hristiyan toplumlarının böyle bir kültürel ve tarihi geçmişleri ne yazık ki varmış. Bu daha acı değil mi?

Orta Çağ’da Katolik kilisesi, fikir mücadelesi yerine diktelerini kitap yakma eylemleriyle sürdürmüş durmuş. İncil’de de tavsiye ediliyormuş bu yöntem.  Kitap yakmanın dördüncü yüzyıldan beri sayısız örneklerinin olduğunu yazan kaynaklar var. Latin Amerika’yı işgal eden İspanyollar bütün yazılı eserleri yakmışlar. Bunu bir özgürlük olarak kabul etmişler Hristiyanlığa karşı gelen her fikrin, ünlü düşünürlerin, fikir adamlarının, her şeyin yakılıp yok edildiği üzücü bir tarih patikasından geçmiş Batı Dünyası’nın 2023 yılında da bu eylemlere devam etmesi, onların gerilediğini onların dışındaki herkesin ilerlediğini göstermiyor mu?

Neden söylemeyelim, boyumuzdan aşağıda tutamadığımız, temizlenmeden elimize almadığımız kutsal kitabımızı geçtim, yerde bir İncil görsek, saygımızdan kaldırıp yüksek bir yere koymaz mıyız?

Ben bu eylemlerin sebebinin din düşmanlığından ziyade Türk düşmanlığı ile alakası olduğunu düşünenlerdenim. Bu tür kışkırtmalarla ve türlü planlarla galibiyet isteyenler 300 yıl önce bizden yalnız adalet istiyordu. Sonra toprak hakkı istedi. Şimdi ise her dem yaptıkları gibi ülke içine sızarak tüm unsurlar bir çekirdek etrafında toplanmış, ana bünyeden ayrılmak istiyorlar. Bir sürü ülkenin ajandasında ayrı bir Orta Doğu haritası var.

Binlerce kilometre öteden kopup, bir çığ gibi bu sahillere düşeceksin bu diyarın nizamını sağlayacaksın, sonra üç beş çapulcuya pabuç bırakacaksın. Hangi çılgın bize zincir vurabildi ki şimdiye kadar? Bir dönem Avrupa’sında nasıl Türkler’den korku duyuluyor hatta adına marşlar dizayn ediliyorsa şimdi de aynısını yaşamak istemiyorlar. Asıl korku bundan.

Yeni yüz yıl toplumsal mühendislik hesaplarında eskinin “hasta adamı” yok. Din perdesi arkasında Türk düşmanlığı yattığını ne yazık ki çok az kişi görebiliyor. Bunlardan birisi de Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Hüsnü Bozkurt. Bana göre gerçek bir Atatürkçü ve vatansever. Söylemlerini iyice dinledikten sonra yaklaşan seçimlerin kim ile kim arasında olduğu çok açık bir şekilde anlaşılıyor. O halde şunu çok net söyleyebiliriz:

Bu seçim, senin seçimin!