Dün gece bir adam elindeki sırıkla 6.23 cm yüksekliği geçerek dünyanın en yüksek engelini geçen insan oldu. Atletizm Elmas Lig’de ödül oranları oldukça yüksek. Hele rekor kırdıysan zengin oldun demektir. Halbuki 1 ay önce o yüksekliği geçebilecek yüksekliğe ulaşmıştı. Ama verilen ödül düşük olduğu için geçmedi bana göre. Günümüzde parasız oynamam, parasız sıçramam, parasız yapmam sözleri sıradan bir hal aldı.

Suudi Arabistan ve diğer OPEC+ ülkelerinin petrol arzı konusunda ABD’yi dinlemediğini yazmış; petrol fiyatlarının giderek yükseleceğini paylaşmıştım. Brent petrol 100 Doları zorluyor. Dünyada pek çok mal ve hizmetin değeri petrol fiyatlarına bağlı. Arz talepten az ise temel ekonomi kanunu olarak fiyatlar artar. Bunun yansımaları bizi futbolu düşünmeye de itiyor. Yıldırım Mahallesi’nde eşi vefat etmiş teyzem bu kış sıcacık oturmuş örgüsünü örerken, kombisinde yaktığı doğal gaza ekstra ödemeler yaparak, Ronaldo, Benzema, Neymar gibi futbolcu kardeşlerimizin varlıklarına varlık katacak. Futbolla alakası olmayan ablamız işine giderken arabasının deposuna benzin yüklemesi yaptığı her litreden belirli bir miktarını Suudi Arabistan Pro Ligi’ne akıtacak. Eğer devlet enerjiyi fiyatlar artmasın diye sübvanse ederse değişen bir şey olmayacak bu defa ödediğimiz vergilerden bunu yapmış olacağız.

O halde petrole bağımlılığımızı azaltıp yeşil ekonomiye derhal geçilmeli. Ama bunun da sakıncaları var. Gelişmiş ülkeler gelişirken kalkınırken yeşil ekonomi yoktu ama şimdi güç dengeleri değişiyor, tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya geçiliyor ve karşımızda yeşil ekonomi. İklim değişikliği fosil yakıtlar bunlar çok önemli şeyler. Ama gelişmelerini bunları sömürerek yapmış ülkelerin de az gelişmiş ülkelere bir borcu var.

Bardağın dolu tarafına bakacak olursak, derindeki petrol yani çıkarma maliyeti yüksek petrol ekonomik hale gelecek. Yani çıkarılması için gerekli maliyetlerden daha fazla gelir ediliyor olacak. Petrol aramalarına aktarılan fonların maliyetleri de azalmış olacaktır. Ülkemizde her açılan petrol kuyusundan bir şey çıkmamasına dua eden; doğal gaz arayışlarının sonuçsuz kalmasını temenni eden radikal tayfayı dikkate almazsak, bu alanda her çabayı desteklememiz lazım. 

Tüm bunları düşündüğümüzde çocukluğumuzda süperstar Ajda Pekkan’ın seslendirdiği şarkıyı tekrardan hatırlayacağız gibi görünüyor. Bir de Rüçhan Çamay’ın seslendirdiği para para para, varlığı bir dert yokluğu yara diye devam eden şarkı vardı.

Şarkılar hayatı anlatır bana göre.