Dünya’da ve Türkiye’de birçok kurum ve kuruluş, afetler ve acil durumlarla mücadelede başarılı olması, meydana gelen hasarların en az seviyeye indirgenebilmesi ve en hızlı şekilde müdahale edilebilmesi için afet öncesi ve sonrası birçok çalışmalar yapmaktadır.  Yaşanan afet ve acil durumlardan sonraki barınma ve yardım faaliyetlerinin etkin ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesine dikkat çekmek isterim.  

Meydana gelen afeti önlemek her zaman mümkün değildir. Ancak afet öncesinde ve afet sonrasında yapılan çalışmalar ile afetin meydana getirdiği zararları azaltmak mümkün olabilmektedir.

Afetler ve acil durumlar öncesinde alınan önlemlere rağmen, bu olayların meydana gelmesini engellemek tamamen mümkün olmamaktadır. Yaşanan olaylar sonucunda afetin olduğu ülkelerde, ağır ekonomik ve sosyal kayıplar meydana gelerek gelişme ve kalkınmayı sekteye uğratan sorunlarla karşılaşılmaktadır.

Bu sorunlar; önemli can kayıpları ve insan yaşamının sürdürülebilirliğini kesintiye uğratan,

 Barınma,

Sağlık,

Eğitim ve çeşitli altyapı hizmetlerinde meydana gelen hasarlar olarak sıralamak mümkündür. Tüm bunlara rağmen barınma mekânlarında meydana gelen hasarlar, yaşanan afetler ve acil durumlar sonrası müdahalenin en önemli kısmını oluşturmaktadır.

Afetlerin meydana geldiği andan itibaren en acil konulardan biri ise yerlerinden edilmiş insanları barındırmaktır.

Felaket sonrası barınma insanlara sadece yatacak bir yer sağlamak olarak görülmemelidir. Aynı zamanda, acil yardım diye bahsettiğimiz yaşam için elzem olan su ve beslenme, güvenlik, salgın hastalıklar, sürekli değişen mevsimsel şartlar için afetzedelere gerekli desteği sağlamak lazımdır.

Afetin oluşundan birkaç gün sonrasında başlayıp, afetzedelerin önceki yaşam standartlarına geçinceye kadar geçen süreyi kapsayan iyileştirme aşamasının, genellikle kalıcı konut uygulamalarının tesliminin uzun sürmesinden dolayı yıllarca sürdüğü gözlenmektedir.

Kalıcı konutların geç teslim edildiği durumlarda insanlar iyileştirme aşamasında kullanılan geçici birimlerde uzun süre yaşamak zorunda kalmaktadır. Örneğin 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen depremde afetzedeler için kurulan çadırlar ancak Şubat 2012 tarihinde afetzedeler konteyner kentlere geçiş yapmışlardır.

Geçici bir çözüm olması niyetiyle kullanılan çadır kent ve konteyner kentler; uzun süreli kullanımına bağlı olarak değişkenlik gösterebilecek, insanların sosyal kültürel ihtiyaçları, değişen mevsim şartları ve her bölgeye ait farklı iklim koşulları göz önünde bulundurulmadan tek tip çadır ve konteyner seçimi ve arazi seçimi, alt yapı yetersizliği, ulaşım ve taşıma maliyetleri, gibi faktörler çoğunlukla göz ardı edilmekte ve afetzedeler bu şartlarda yaşamaya devam etmektedir.

Bu çadır kent ve konteyner kentlerde yaşamak istemeyen afetzedeler çoğunlukla bu yerleri terk etmektedirler.

Günümüzde afetler artan bir sıklıkla meydana geldikçe, afet sonrası barınmaya duyulan ihtiyaçlarda artmaktadır.

Afet sonrası barınma; insanların afet öncesindeki normal hayata dönmelerinin sağlanması için yapılan çalışmalardır. Afetler sonrası insanları barındırma konusu üç aşamadan oluşur. Bu aşamalar;

-Acil barınma,

-İyileştirme

 -Yeniden yapılanma,

Aşamalarında, barınma ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayan karmaşık bir süreçtir.

Günümüz şartlarında çoğunlukla afet sonrası aşamaların başarısız olmasının nedeni; afet öncesi dönemin iyi yönetilmeden ve gerekli planlama yapılmadan hareket edilmesi olarak görülmektedir.

Ülkemizde AFAD, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Üniversiteler ve Belediyeler ile STK’lar vb. kurum ve kuruluşlar afet sonrası barınma faaliyetlerinin sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesi için çeşitli çalışmalar yapmakta, eğitimler, seminerler forumlar düzenlemekte ve bunların sonucunda; afet öncesi risk azaltma faaliyetlerini önermektedirler.

Uzun yıllar afetlerde görev almış biri olarak şunu söyleyebilirim, arama kurtarma çalışmaları sonrası barınma sürecinde önemli bir aşama olan iyileştirme, çadır kentlerin ve konteyner kentlerin, uzun süreli olması nedeniyle karar vericilerin etkin bir süreç içerisinde kalıcı konutların yapım aşamasının, belli bir süreçte olması ve afet bölgesinde yaşayan afetzedelerin yaşamlarını zorlaması olumsuz birer örnektir.

Ancak 2013 de yürürlüğe giren afet müdahale yönetmeliği ile 2014 yılında yürürlüğe giren Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde afet sonrası afetzedelerin barınma ve acil yardım ihtiyaçlarının yerine getirilmesin de sıkıntılar yaşansa da, afetzedelerin barınma ve acil yardım ihtiyaçları karşılanmaktadır. Yeni konutların bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde yapılması da olumlu gelişmelerdir.