Takım; görev bakımından birbirini tamamlayan, ortak menfaatler ve değerler çerçevesinde belirlenmiş bir amacın yerine getirilmesi, ya da bir hedefe ulaşma gayesiyle bir araya gelmiş veya getirilmiş insanlar topluluğudur.

Bir araya gelmiş veya getirilmiş insanların İYİ takım olabilmeleri aynı amaca hizmet etmelerinin yanı sıra, aralarında iyi bir iletişim, güven, çalışma azmi ve anlayış birliğinin de olmasına bağlıdır.

Takım üyeleri içerisinde oluşturulacak aidiyet bağının yapısı, iş birliği ve güvenin sağlanmasında en önemli unsurlardan birisi olacaktır. Tek başına yalnız ve güçsüz olan insan, kendinden daha büyük ve güçlü bir bütünün parçası olmak ister. Kendimizi güvende ve ait hissettiğimiz ilk gurup aile ortamıdır. Zaman içerisinde sokak ve okulla sosyal topluma karışır farklı ortamlarda farklı guruplar içerisinde farklı aidiyetler oluştururuz. Takım içerisindeki bireylerin farklılıklarına saygı gösterilmesi, kendilerini ifade etmelerine imkan tanınması, bireylerin özgüvenini ve öz saygısını artırır. Bu da takımdaki uyumun güçlenmesini sağlar.

İYİ Takım oluşturmak için her üyenin ben demek yerine biz diyebilmesi ve bunu içselleştirmesi gerekir. Her üyenin önceliği, “ben yerine, biz” olmadan iyi bir takım kurulmaz. Takım ruhu oluşturulduğunda onu hiçbir kuvvet bozamaz. İdeal ve ülkü birliği içerisindeki insanların birbirlerine olan güvenini başka bir yolla sağlamak mümkün olmaz. Aynı amaca hizmet eden ve aynı yöne giden insanların aralarındaki bağ çok daha güçlü olur.

İyi bir takım sadece iyi oyuncularla değil, onları birbirine bağlayan görünmez bağlarla oluşur. Bu görünmez bağların başında gelir güven. Takım elemanlarının birbirinin güvenini kazanması da hemen gerçekleşecek bir durum değildir. Bu da bir süreç gerektirir. “Güven öğrenmek hayatın en zor görevlerinden biridir” der Isaac Watts. Bir topluluktaki elemanlar birbirlerinin ipine güvenerek bir kuyuya inemiyorsa bu topluluk bir takım olmamış demektir. İYİ bir takımın kurulmasında, elemanları birbirine bağlayan en güçlü yapıştırıcıdır güven.

Beş yıl içinde olacağımız yeri belirleyen en önemli etken birlikte olduğumuz insanlar, okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz programlar, yediğimiz yiyecekler, alışkanlıklarımız ve kendimizle konuşmamızla, iç sesimiz belirleyecek. En etkili olanı da birlikte olduğumuz insanlar! Siz kimle birliktesiniz ve hangi yöne gidiyorsunuz?

Hiçbir insan ait olmadığı şeyi sahiplenmez. İnandığınız değerleri başkalarının da sahiplenmesini sağlamanın en etkili yoludur dahil etmek. “İşin şanını paylaşırsanız her şey mümkündür. Başkalarına kendine paye çıkarma fırsatını vermek, sonuca varmanın en kolay ve en etkili yoludur” der Franklin D. Roosevelt.

Bir futbol takımı düşünün, 30 maç yapıyor 23 galibiyet 7 beraberlik. En yakın rakibine 13 puan fark atarak namağlup şampiyon oluyor. Bu günkü puan sistemine göre hesaplandığında en yakın rakibine 20 puan fark atarak namağlup şampiyon oluyor. Bu rekor henüz kırılmadı, kırılacak gibi de gözükmüyor. Çoğunuzun adını merak ettiğinizden emin olduğum bu takım, 1983-1984 sezonu sonunda 2. Lig'de namağlup şampiyon olarak 1. Lig'e çıkan Malatyaspor.

O sezon konuştuğumuz futbolla ilgisi olan arkadaşlar, bırakın namağlup şampiyonluğu, şampiyon olmasına bile ihtimal vermiyorlardı. O yıl sezonu 40 puanla ikinci sırada bitiren İskenderunspor favori görülüyordu. 

O yıl Malatya yolculuğum sırasında, yan koltukta daha önce Bursaspor’da forma giymiş olan Muzaffer vardı. Yolculuk sırasında bu başarının nasıl elde edildiğini sordum. Muzaffer, “Hocamız Nihat Atacan, bana dünyanın en ünlü futbolcuları lazım değil. Ben yıldızlar, şöhretler istemiyorum. Bana birbirini sevecek, birbiriyle anlaşacak, birbirinin açığını kapatacak, boşluğunu dolduracak 11 arkadaş istiyorum. Her konuşmasında bunu tekrarlıyordu” dedi. Tabi futbolcular ve teknik ekip kadar o zaman Malatyaspor Başkanı olan Merhum Nurettin Soykan’ın da katkısı unutulmaz.

İşte İYİ takımların başarısının ardındaki sır. Birbirini sevecek, farklılıklara saygı duyacaksın. Arkadaşının açığını aramak yerine, eksiğini tamamlayacaksın. Bireysel yeteneklerini öne çıkarırken işbirliğini sekteye uğratmayacaksın. Takım oyununa önem verecek, takımın başarısı için çaba harcayacaksın…