Atalarımızın yaşayıp tecrübe ederek söylediği bu sözler, uzun bir zaman içinde ortaya çıkmış eğitici, öğretici, nasihat verici yaşanmış hikayelerdir.

Nasihat ve ders verici nitelik taşır. Zaman içinde gelenek ve göreneklerden, örf ve adetlerden gelerek, kuşaktan kuşağa yayılmış ve daha sonra yazılı hale getirilmiştir.

Ayağını yorganına göre uzat; elindeki ile idare etmek, tutumlu olmak, savurgan olmadan, sahip olduğunun kıymetini bilerek yaşamaktır. 

Bu sözün gerçekte yaşanmış bir hikayesi var. Sonradan görme zengin olan adam üstüne örttüğü yorganları beğenmemeye başlamış. Kimini uzun diye, kimini kısa diye atmış. Kendisi için yeni yorgan yaptırmak üzere şehrin en iyi yorgancısına gitmiş, nasıl bir yorgan istediğini anlatmış. Yorgancı istediği gibi yorganı yapıp vermiş. Adam bu sefer -bu kalın olmuş demiş. Yorgancı - peki beyim deyip aynı yorganın incesini dikmiş. İnce yorganı örtünün adam yine memnun kalmamış. Yorgancı sonunda kibarca kovmuş adamı. Şehirde ne kadar yorgancı varsa buna kimse bir şey beğendirememiş. Yorgan beğenmeze çıkmış adı. Kocasının elindeki parayı boş yere harcadığını gören karısı yaşlı bir nineye gidip akıl danışmış. O da uzak bir yerde yaşlı bir yorgancı onun derdine çare olur deyip ona göndermiş. Kadın kocası için gidip derdini anlatmış. Yaşlı yorgancı -Merak etme iki hafta sonra onun istediği gibi bir yorganı kendim getireceğim diyerek dediğini yapmış. Yorganı kendi eliyle adama getirmiş. Yorgan beğenmeze -yat hele, büyük mü, küçük mü ölçüp anlayalım. Adam, dışarıda kalan parmaklarını göstererek -ben demedim mi derken bir yandan doğrulmaya kalkınca yaşlı yorgancı,   şalvarın içinde sakladığı sopayı çıkarıp adamın dışarıda kalan parmaklarına vurmaya başlamış. Adam ayaklarını hemen içeri çekince: -hah şöyle, demiş yaşlı yorgancı. -Ağa da olsan Bey de ayaklarını yorganına göre uzat. Dersini alan adam normale dönmüş olmalı diyerek hepimiz mutlaka bir şeylerden dersimizi alınca, bir sonraki dönemlere daha tecrübeli, daha bilgili işimizin ehli olarak girişimde bulunuruz.

Önemli olan da bu. Tecrübe, gözlem, uygulama. Ben yine de bizden önceki büyüklerin engin, gün görmüş, tecrübelerinden yararlanalım derim.

Saygılar…