Bazı aile hikayeleri vardır, insanın canını yakar ve hiç unutulmaz. Bazı unutulmayan hikayeler de gün gelir tarih olur ve nesilden nesile aktarılır. Nazif’in Düğmeleri de tarihe mal olmuş, dinleyince insanın içini burkan, düşüncelere daldıran bir dram.

Selanikten Bursa’nın İznik ilçesine göç eden bir ailenin  yaşanmış hikayesi. Düğme ustası olan  Ahmet Bey bir gün 5 yaşındaki oğlunu alıp sandalla İznik Gölüne açılır ve bir daha geri dönemez.  Bir kaza sonucu baba oğul ölür ve cesetleri bulunamaz. Hem eşini hem oğlunu aynı anda kaybeden Emine Hanım,  oğlunun kıyıya vuran, tek hatıra kalan ceketi ile kendini avutur. Geçimini sağlamak için İznik Çarşısında yoğurt satmaya başlar. Burada ölen oğlunun yaşında küçük bir çocuğu oğlu yerine koyarak sever. Nazif adında bu küçük çocuğun da annesi ölmüş babası ile yaşamaktadır. Zaman içinde Nazifin Babası ile Emine Hanım evlenir. 1935 yılının çocuk oyunları arasında düğme oyunu çok moda olduğu için misket gibi sokaklarda düğme oyunu oynanır. Her seferinde de Nazif elindeki bütün düğmeleri kaybederdi.  Birgün evde saklı bulunan ceketin düğmelerini keserek oyuna devam eder, onları da kaybeder.

Emine Hanım bunu öğrenince Nazif’e kızmaz ama Nazif üvey annesinin çok üzüldüğünü görünce kaybettiği düğmeleri bulmak için hayatı boyunca düğme oyunu oynar, kazandığı düğmeleri biriktirir ama gerçeğini bir türlü bulamaz. 15 yaşına gelen Nazif çıktığı ağaçtan düşmesi sonucu bacağı kangren olur ve 1943 yılında ölür. Emine Hanımın evlendiği eşinden Tenzile isminde bir kızı olur. Tenzile Hanım büyüyünce Almanya’ya yerleşir orada yaşar. 1981 yılında Almanya’dan İznik Çakırca köyüne baba evine ziyarete gider ve ölen abisi Nazif’in düğmelerini küplerin içinde bulur. Düğmelerin hikayesini bildiği için kendisi de düğme biriktirmeye başlar. Dünyanın farklı ülkelerinden toplayarak biriktirdiği düğme sayısını 4 bine çıkarır.

Ağaçtan düşerken abisinin üzerinden yere dökülen onca düğmeleri üvey annesi Emine Hanım gördüğü zaman bunlar “Nazifin Düğmeleri”diyerek ağlayıp sakladığı için yıllar sonra kızı Tenzile Güler bu düğmeleri kendi biriktirdikleri ile birlikte Bursa Kent Müzesi’ne bağışlar. Burada sergilendikten sonra  İstanbul Rami Kütüphanesi’ne de sergilenmek üzere gönderilir. Metal, ahşap, deri, sedef, cam, kumaş ve daha birçok farklı malzemeden yapılan dört bin adet düğmeden oluşan koleksiyon İstanbulluların ziyaretine açılmış bulunmaktadır. Böylece ölümsüz bir hikaye ortaya çıkmış oldu. Unutulmayan Nazif ve Düğmeleri hep akılda kalacak acı ve gerçek bir eser. Saygılar.