Uzun zamandır biliyorsunuz CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye'yi yurtdışına şikayet ederek Türkiye'de güvenlik sıkıntılarının olduğu, demokrasiden uzaklaştırıldığı ve yatırım yapılmasının olanak dışı olduğu ile ilgili açıklamaları ülke gündemini meşgul etmekte.

Her fırsatta her bulunduğu platformda Kemal Kılıçdaroğlu'nun yapmış olduğu bu eleştirilere Parti sözcüsü Faik Öztrak da son zamanlarda takılmış durumda.

Türkiye Cumhuriyeti'ni Recep Tayyip Erdoğan'ı alaşağı etmek yönünde eline geçen her fırsatta şikayet ettikten sonra. Hiç bunlar yaşanmamış gibi işsizlik artıyor, faizler aldı başını gidiyor, dolar 8.70 olmuş gibi açıklamaları da boşta kalmış oluyor.

İktidarıyla muhalefetiyle yurtdışından azami yatırımı çekebilmek için kol kola vererek ekonomiyi üst seviyelere çıkartmak şartken, ülkemizde can güvenliği yok diyerek gelen turistlerin önüne geçmeye çalışmak, yatırımcıların gelmesini engellemek için eğer biz gelirsek ödeme yapmayacağız demek.

Neyin düşüncesidir, neyin fıtratıdır, neyin aklıdır. Tamam elbette siz Kanal İstanbul'un yapılmasını istemeyebilirsiniz, elbette bu projenin sıkıntılar doğuracağı ile ilgili düşünceleriniz de olabilir onları her fırsatta zaten televizyonlarda, haber kanallarında her gün söylüyorsunuz ama Alman Focus dergisine, ‘Uzun zamandır Türkiye’de halihazırda hiç kimse için güvenlik garantisi olmadığını, ne canınız ne de mal ve mülkünüz için. Maalesef yasaların geçerli olmadığı ve adaletsiz bir dönemde yaşıyoruz. Dünyanın güvenini yeniden kazanmak için Türkiye acilen normale ve demokrasiye geri dönmek zorunda’ demek de neyin nesidir.

Türkiye'de hiç kimse için can ve mal güvenliğinin olmamasını yurt dışında yayın yapan bir dergiye açıklama sonrasında Türkiye'nin yatırım almaması ile ilgili Amerikan gazetelerine basınına yapılan açıklamalar bir avuç Katarlı şirketin yaptığı yatırımları hedef alarak onları tahtaya oturtmaları adeta kimse gelmiyor, sizin işiniz ne burada demeleri ve sonrasında Türkiye'nin enflasyonla ilgili yaşamış olduğu sıkıntıları manşetlere taşımak, işsizliğin artmasını, dövizin yükselmesini üst seviyeden dillendirmek neyin nesidir.

Bu yukarıda açıklamış olduğum bilgilerden de yola çıkarak madem böyle bir kötü gidiş var sizin bu kötü gidişte hiç mi etkiniz yok. Bu konuda mutlaka vatandaşımız sağduyunun hakim olduğu, ortak bir noktada buluşulmasını beklemektedir, yoksa güvenlik açısından ülkeyi yurt dışına şikayet etmenin de mutlaka seçimlerde bir faturası olacaktır.