Yakın zamanda toplumda birbirinden farklı infial yaratan olayların ardı arkası kesilmez oldu. Aile içi şiddet olayları, kadın cinayetleri, incir çekirdeğini doldurmayan hırsızlıklar, şiddet, istismar ve daha birçok konu gündeme geldi. İnsanların psikolojisi o kadar bozuldu ki her gün yeni bir şeyleri izler, duyar olduk. İşin en kötüsü de bu konuları artık kanıtsadık normalmiş gibi kabul eder hale geldik.

 Son günlerde kamuoyuna yansıyan birkaç olayı sıralarsak; Gencecik bir kızı hayattan koparan samuray kılıçlı cani, 13 yaşındaki kız çocuğuna alkol içirip istismar eden genç, gelinini zorla istismar ederek doğan öz bebeğini de istismar edip öldüren sapık ihtiyar. Ya minicik bebeğini döven, işkence eden cani babaya ne demeli. Yolda yürüyen genç kıza sebepsiz şekilde yumruk atıp hastanelik eden madde bağımlısı genç ve de 70 yaşındaki karısını demir çubukla döven koca aklıma ilk gelenler. Daha kamuoyuna yansımayan onlarca hikayenin de olduğuna eminin.

Hangi birinin ucundan tutup neresinden bakacağımı inanın yazmak o kadar zor ki. Yaşanan bu olayların genel özeti ise toplumun geldiği nokta. Gencinden, ihtiyarına her kesimin psikolojisi bozuk sanırım. Ya da bunların hepsi yasalar var olan boşlukların doğurduğu sonuçlar. Aslında bu konular üzerinde yazacak o kadar çok şey var da elim gitmiyor.

“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir. Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”  Ziya paşanın o meşhur sözünü hatırlayarak cezalar da biraz daha yaptırım uygulanmalı ve ağırlaştırılmalı mı? Bir yerlerde yanlışların olduğu muhakkak,  temennim bu gibi olayların hiç yaşanmamasından yana. Lakin yasa koyucularında önlemleri ve cezaları sertleştirmesi zaruri gibi görünmekte. Sahi bizim toplumumuz neden, nasıl bu hale geldi. Bilen var mı?