Yarının Türkiye'si için... Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” sloganıyla yola çıkan altı muhalefet partisi, “Ortak akıl, saygı ve makulün ışığında; güçlü zengin ve mutlu bir Türkiye için” yoluna devam ediyor. Bu kararlı yürüyüş toplum nezdinde karşılık buluyor ve kendilerine olan güveni her geçen gün biraz daha artırıyor.

Muhalefetin bu durdurulamayan yükselişi iktidarı ve yandaşlarını tedirgin ediyor olmalı ki sürekli “Çamur at izi kalsın!” yaklaşımı içerisinde karalamaya devam ediyorlar.

Bu gün bir şey yapamayanlar… Gelecekte yeni bir şey yapma umudu kalmayanlar… Geçmişte yaptıklarıyla sürekli tekrarlayarak vatandaşın kendilerine borçlu olduğu algısı yaratmaya çalışıyor. Enerjilerini üretime harcayarak gelişmek yerine, rakiplerini karalamaya çalışarak tüketiyorlar.

6’lı masaya “Altı benzemez!” “Onlar kazanmak için her yolu mubah gören kimliksiz yolun yolcularıdır.” Yandaş medyada “Her biri ayrı telden çalıyor” gibi yakıştırmalarla toplum nezdinde değersizleştirmeye çalışırken, öte yandan kısa zamanda dağılacaklarını ima ediyor ve her platformda onu tekrarlıyor.

Bu güne kadar istedikleri her şeyi yaptılar. Gelinen noktada ekonominin kötüye gittiğini, yoksulluğun gün be gün derinleştiğini kabul ediyor, vatandaşa sabır telkin ediyor, “Yine biz düzeltiriz.” diyorlar. Unuttukları ya da vatandaşın fark etmediğini sanıyorlar. Ekonomiyi bu hale getiren kendileri değil mi? Uyguladıkları politikalar değil mi? Ülkeyi 20 yıldan bu yana yöneten kim? Neden düzeltecek adımları zamanında atmadınız?

“Hiçbir problem, kendini oluşturan düşünce düzlemi içerisinde çözülemez!”

 6’lı masayı oluşturan partilerin ortak paydalarının olmadığını iddia edenlere şu sorulara da cevap vermelidir.

20 yıl önce Ak Parti kurulurken kurucularının çok mu ortak paydaları vardı? Kime ne taahhüt ederek, hangi vaatlerle yola çıkmışlardı? O kurucu kadro şimdi nerede? 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşıldı mı? Milli gelir 25 bin dolar oldu mu? Gelişmiş ülkeler liginde ilk 10 ekonomiye girdik mi? Yolsuzluk eskiye göre daha mı az? Yoksulluk bitti mi? Yasakları ortadan kalktı mı?

Problemler birbirine benzeyenlerle değil birbirinden farklı bakanlarla daha çabuk çözülür. Farklılık zenginliktir! Cumhuriyetin Temel Değerlerinden daha fazla ortak paydaya gerek var mı?

Kim birbirine tam olarak benziyor? Parmak izimiz ve DNA’mız kadar farklı, gen dizilişimiz kadar birbirimize benzemiyor muyuz?

Değerlerimiz; bizi diğer milletlerden ayıran, bizi biz yapan, birbirimize yaklaştıran, birleştiren, kaynaştıran gücümüz…

Gündelik siyasi çıkarlar için ayrıştırmak kimseye fayda getirmez. İşte bu yüzden, Milletimiz emin olsun; ortak Cumhurbaşkanı adayımız hem Türkiye Cumhuriyeti'nin 13. Cumhurbaşkanı, hem de sadece bu masa etrafında bir araya gelen siyasi partilere oy verenlerin değil, herkesin cumhurbaşkanı olacaktır.” sözü umut veriyor.