Yine yaşadığımız korkunç deprem, büyük oranda can ve mal kayıpları, yokluk, soğuk açlık, korku, endişe, göz yaşları, acı çığlıklar, imdat, bekleyiş hepsi bir arada ve yine başımız sağ olsun. Yer sarsıntısı, zelzele, toprak kayması, deprem; Türkiye’nin ve dünyada yaşayan bütün ülkelerin korkulu rüyası, kaçınılması mümkün olmayan doğal yıkıcı afetlerin başı. Hareketsiz kabul ettiğimiz ve güvenle ayağımızı bastığımız toprağın; hiç beklemediğimiz bir anda gece veya gündüz alt üst olarak, üzerinde bulduğu her şeyi içine çekmesi, akıl almaz olayları bir anda bize yaşatması, her şeyin saniyeler içinde yerle bir olması ve bütün bu doğa üstü olaylar yaşanırken sadece korku ve endişeden başka bir şey yapamadan şokta yaşamak. En acı duyguyu; çaresizliği, elden gelmeyen hiçbir şeyi yapmak, beklemek. Ömrümüzün en uzun  korkulu bekleyişini yaşamak. Bilimin çare bulamadığı, engel olması mümkün olmayan Acı gerçekler. Bilim depremin açılımını çok iyi yapabiliyor. Dünyanın nefes alması, dünya içinde biriken enerjinin birden dış yüzeye çıkarak, dünya yüzeyinin sallanmasıdır diye bilimsel açıklaması mantıklı. Genellikle de fay hatlarının çatlamasıyla oluştuğu, bazen de volkanik faaliyetlerin, mayın patlamalarının, nükleer testlerin  yani yerinde bir deyim olarak bitmeyen ve halen devam eden savaşların, dünyanın yer kabuğunu parçalamaya devam edilmesi. Olaya farklı bakışla bakarsak; insanoğlunun doğanın düzenini bozmaya yardımcı olduğu görülen bir gerçektir. Kendiliğinden kırılan faylara atılan bombalar fayların daha hızlı ve daha büyük kırılmalarına yardımcı olmaktalar. Eskilerimiz depremi açıklarken kendilerince çok net anlaşılır bir anlatımı vardı. - "Dünya öküzün  iki boynuzu üzerinde durmaktadır. Öküz kızıp başını salladımı; zelzele olur" denilirdi. Güneş ve Ay tutulmaları da büyük depremlerin habercisi olduğu söylenmekteydi. Böyle tutulmalar yaşandığı anda hemen secde edip, gelebilecek afetlere karşı dua ve tövbe edilmesi gerektiği, tutulmaları izlemek, bakmak günah ve kötü olayları davet etmek anlamına gelmekteydi. Şimdilerde Güneş ve Ay tutulmaları ‘muhteşem doğa üstü güzellik’ olarak Dünyanın her yerinde  ilgiyle, beğeniyle izlenmektedir. 8 Kasım 2022 de ‘Kanlı Ay Tutulması’; bu sene içerisinde yaşanacak son gök olayı olması sebebiyle merak ile izlenmişti. Bir sonrakinin 2025 yılında yaşanacak olması bile heyecanla beklenmektedir. Ardından gelebilecek doğal afetler hiç hesaba ve akla gelmeden. Yaşanılan bütün doğal afetler bizden her daim; bazen sevdiklerimizi,bazen mal varlığımızı, bazen de canımızı alıp gitmektedir. Neredeyse koca bir bölgemiz yok olup gitti denebilir. Şu anda olayın yeni yaşanmasından dolayı yardımlar yetersiz. Ekibin toplanıp yardım yerine gidebilmesi, kısa sürede gerekli yerlere ulaşabilmesi  yetersiz kalabilir. Deprem bölgesinin geniş bir alanı kaplaması, yıkılan bina sayısının fazlalığı korkulan sonun olması endişesini yaratıyor. İnşallah sonuç daha kötü olmaz  inancındayız. İçimiz fazlasıyla yandı. Yıkılan evler, giden canlar her birimizin evinden çıkmış gibi yaktı yüreğimizi. Olayları ekran karşısında izlesek de ruhumuz ve bedenimiz depremzedelerin yanındaydı. Yürek dondurucu, kalp acısı dayanılmaz görüntüler. Üzülerek  izlemekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Sadece dualarımız onlar için. Tek Türkiye, tek yürek. Akan gözyaşlarımız, yanan yüreğimizle ettiğimiz Dualarımızı Rabbimiz katında bir an önce kabul etsin. Rabbimiz yardımcıları olsun. Deprem de canını malını kaybetmiş bütün kardeşlerimize elimizden gelen maddi yardımı eksik etmeyeceğimize inanıyorum. Dualarımız ve yardımlarımız onlar için olsun. Saygılar...