Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu ve "En büyük eserim" dediği Cumhuriyetimizin 98'ninci yılı. Kutlu olsun.

Cumhuriyet; "Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi" demektir.

Cumhuriyet tebaa olmaktan kurtulup, vatandaş olduğumuz yönetim biçimidir. Kula kul olmaktan kurtarıp, Allah’a kul olmamızı sağlayan sistemin adıdır.

Demokrasinin olmadığı yerde Cumhuriyet ve değerlerinden bahsedilebilir mi?

Demokrasi ise, siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi tanımlanmaktadır. Demokrasi, gücü elinde bulunduranların diğerlerine tahakküm kurduğu bir sistem değildir. O halde gücü elinde bulunduranların diğerlerine tahakküm kurduğu, baskı oluşturduğu, ötekileştirdiği sistemin adı olamaz. 

Demokrasi, iş başına gelen yöneticilerin kendini ülkenin sahibi sandığı sistem de değildir. Kendileri dışında herkesi şeytanlaştırma çabaları da olağan karşılanacak bir durum değildir.

Yasaklar, yoksulluk ve yolsuzluk söylemleriyle iş başına gelen Ak Parti İktidarının 19 yılın sonunda ülkeyi getirdiği nokta ortada. “Üstünlerin hukuku, değil, hukukun üstünlüğü” söylemine inananların oranı nedir sizce? Bu gün ekseri çoğunluk hukukun siyasallaştığı kanaatinde. Kendi tabanları da bunun farkında. 

Seçim atmosferi yaklaştıkça farklı iddialar ortaya atılmakta, farklı algılar oluşturmaya çalışılmakta. Hala “cambaza bak” deniyor. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Minareye kılıf bulunamıyor. Gayretler nafile…

Cumhuriyet, Millet İradesiyle gelenlerin millet iradesine meydan okuyacakları, kaybedeceklerini şimdiden gördükleri için çeşitli kılıf uyduracakları, 2023 seçimleri hakkında 15 Temmuz hain darbe girişimine atıfta bulunarak, "silahsız 15 Temmuz teşebbüsü” tanımlamasıyla vatandaşı korkutmaya çalışacakları, birilerine gözdağı verecekleri, tehditler savurabilecekleri bir sistem değildir. Cumhuriyet asıl patronun yönetenler değil, yönetenleri oraya seçenin millet olduğu bir rejimdir. İşlerine geldiğinde Milli İradeyi dillerinden düşürmeyenlerin, işlerine gelmediğinde Millet İradesini gasp edecekleri bir yönetim şekli değildir.

Demokrasinin gereğini yerine getirmeyenlerin, demokrasiyi içselleştirmeyenlerin, kurumların içini boşaltanların, yapıyı bozanların Cumhuriyet’i kavramaları mümkün değildir.