AK Parti ve MHP’nin üzerinde uzlaşma sağlayarak geçen hafta Meclis’e gönderdiği 26 maddelik kanun teklifi bu hafta TBMM’de görüşülerek oylanacak.

Seçim sisteminde köklü değişiklikleri ele alan bu teklif şimdiden tartışma yarattı. Bu değişiklik gerçekleşirse siyasi partiler kendi aralarında ittifak yaparak seçime girebilecek ve dışardan bazı isimleri de milletvekilliğine taşıyabilecek.

Seçimde siyasi partiler dışında ittifak halinde olan partilerin de pusulada oylanması sağlanacak. Siyasi partiler seçim çevresinde aldıkları oy oranına göre de ittifak oldukları oylardan pay alacaklar. Siyasi partilerin toplam aldıkları oylar yüzde 10’u geçtiği takdirde tüm ittifak partileri barajı geçmiş sayılacak. Seçim süresince sandıklarda artık siyasi partilerin temsilcileri değil Yüksek Seçim Kurulu’nun belirlediği kamu görevlileri başkan ve asil üye olarak yer alacaklar. Seçilme yaşı 18’e düşürülerek yatağa bağımlı seçmenlerin oy kullanmaları için seyyar sandık uygulaması da gündemde. Seçim öncesi durumdan vazife niteliği taşıyan bu değişim taleplerinin partilere nasıl bir etki yaratacağı ise merak konusu.

AK Parti’nin ilk turda seçimi kazanmak için MHP ile ittifak kurarak ‘Cumhur İttifakı’ dediği bu birleşime dışardan milletvekilliği desteği ile BBP’yi de katarak sonuç alma arayışı yetersiz kalınca, SP’nin kapısı çalındı.

Ancak Sadet Partisi’nin bu birleşimde MHP gibi bir pozisyon alamadığı sürece katkı veremeyeceği de kesinleşti. Bu durumda gözler CHP, İYİ Parti ve diğerlerindeki gelişmelere çevrildi. İYİ Parti Genel Başkanı Merak Akşener’in “2. turda karşılıksız CHP’yi destekleriz” sözü artık 1. turda ittifak yapılır anlamını taşıyabilir. Ancak muhalefetin en büyük sorunu İYİ Parti ve ötekilerin CHP ile aynı ittifak portalına gelip gelememesi, zira bu gerçekleşmez ise sonuç alınması imkansız hale gelmektedir. Kaldı ki CHP, İYİ Parti ve ötekiler bile yüzde 51 için yetersiz olabilir, bu nedenle Saadet Partisi de ikna edilmelidir.

Tüm bu ittifakların gerçekleşmesi durumunda bile sonucun nasıl olacağını kestirmek zor.

Ancak özellikle keskinleşmiş seçmen niteliği görünümünde olan AK Parti seçmeni ittifak alanından çok kendi partisini destekler nitelikte.

CHP seçmeni açısından durum tamamen farklı, ittifak yapacağı partilere göre eğilimleri değişebilir ve ittifak alanını daha bilinçli kullanılabilir, bu durum CHP’de fireye neden olsa da genel sonuç açısından olumlu olabilir. İYİ Parti, CHP ile kuracağı ittifak ile Meclis’te yerini alabilir ancak genel sonuç için ikisinin birleşmesi yeterli olmayacaktır.

Tabii ki bu ittifaklar toplandığında beklenildiği gibi olmayabilir, seçimin en önemli argümanı algıdır. Seçim gününe kadar ülkemizde gelişecek siyasi, ekonomik, askeri ve sosyal olayların her biri, seçim sonuçlarına etkili olacaktır. Bugün ilk düğmeye basan AK Parti, stratejik ortağını belirleyip sahada güçlü olabilecek diğer ortaklara şimdiden göz kırparken, diğer taraftan elindeki hükümet gücünü kullanarak kırsalda yaşayan vatandaşlara, köylüye yeni destek projelerini anlatmaya başladı bile. Arkasından esnaf, emekli ve diğer kesimlerin beklediği hamleler gelebilir.