Üftâde Hz. Bursa’nın Araplar mahallesinde 1490’da Sultan ll. Bayezıd devrinde; Manyaslı bir babanın Hamamlıkızıklı bir annenin çocuğu olarak doğdu. Adı Mehmet, lakabı Muhyiddin. Gençlik yıllarında sesi güzel olduğu için Ulu Cami’de vakıf yöneticilerinin isteği ile ücret karşılığı ezan okumaya başladığı ilk gecede rüyasında ‘Sen Üftâde Oldun’Üftâde Farsça da; Düşen, düşmüş olan, yani dini bir hizmeti maddi bir şeyle sattığı için manevi bulunduğu makamdan düşmesidir. Gördüğü bu rüyadan sonra, Ulu Cami’de ezan okumayı bıraktı, fahri imamlık ve müezzinlik görevine devam etti. Yazdığı şiirlerinde rüyasında gördüğü Üftâde ismini kullandığı için esas ismi unutulmuş, Üftâde namıyla anılır olmuş. Doğmadan önce annesi rüyasında onu büyük bir süt deryasında yüzerken gördü. Eşine rüyasını anlattığında, ‘Oğlumuz büyüyünce, inşallah çok büyük bir âlim ve evliya olacak’ diye tabir etti. Küçük yaşta babası ölünce ailesinin geçimini sağladı. İpekçilik ve düğmecilik yaparak ailesinin geçimini sağladı. Karacabeyli Hızır Dede isminde bir velinin terbiyesinde 8 yıl eğitim aldı. Onun ölümünden sonra Şeyh Ekber Muhyiddini Arabi Hz.ninrûhaniyetlerinden kalp gözü açıldı, kemâle erdi. Seneler sonra zâhiriilimleri öğrenerek, Bursa Ulu Cami’de müezzinlik yapmaya başladı. Doğan Bey Cami’sinde de imamlık vazifesini gördü. Üftâde'nin Ulu Cami’yi medheden yazdığı bir Beyti: Ey Ulu Camii! Ey Âlim ve Evliyanın toplandığı yer! Seni gece - gündüz ziyaret edenlere olsun müjdeler! Fakir bir adam hacca gitmek isteğini kendisine söylemiş, O da "Bizim Eskici Mehmet Dedeye git, bizim selamımızı söyle. O seni hacca götürüp derdine derman olur" diyerek fakirin kendini hacda görmesini sağlayarak keramet göstermişlerdir. Bu keramet Kadı Aziz Mahmud Hüdâyi Efendiye gitmiş, o da Üftâde hz.nin talebesi olmuş, Evliyalık makamında yükselmiştir. Üftâde hz. bir gece rüyasında Mevlânâ Celaleddini Rumi hz.ni görür "Talebelerine bizim Mesneviden de okutunuz!" der. O da "Farsçayı bilemiyorum" dediğinde, Mevlânâ hz. "Sen başla bir kere, Allahü teâlâyardım eder" buyurmuş, ertesi sabah Mesnevi’den vaaz ve nasihat vermeye başlamıştır. Yaşamında Emir Sultan Camii,Kayhan Camii, Ulu Camii gibi birçok yerde vaazlar vermiş, buradan kazandığı hiçbir parayı harcamamış, müritlerine pay etmiştir. Kanunu Sultan Süleyman ve devrin ileri gelenleri, Onun duasını almış, kendisine büyük saygı göstermişlerdir. Üftâde hz. kendi yaptırdığı camii ve tekke çalışmaları sürerken Emir Sultan Hz.lerini rüyasında görür. "Bizim Camii de vaaz ve nasihat eyle" emri üzerine, sabahleyin Emir Buhari Camiinde vaaza başlar. Bu görevine 1580 yılına, vefat edene kadar devam etmiştir. Üftâde Camisinde pandemidenönce her ayın ilk perşembesi ikindi namazından sonra kadınlara özel vaaz ve dua yapılmaktadır. Bu gelenek halini almış camiye katılım sayısı gittikçe artmış orada dağıtılan cüzden alıp evinde bir hafta içinde okuyan katılımcılar bütün ölenlere yaptıkları hatimleri,çektikleri tembihleri ettikleri duaları hediye etmektedirler. Dilerim bir an önce pandemi yasağı kalkar, yıllardan beri yaşatılan gelenek geri gelir. Saygılar…