İki arkadaş olan Yalan ve Gerçek birlikte bir kuyunun yanına sohbet ederek gelirler. 

O gün nedense Yalanın doğruları söyleme vaktidir. Ne derse herşeyi doğru der olmuş. Gerçeği hayretler içinde bırakmış. Havanın çok güzel olduğunu, kuyu suyunun çok sıcak olduğunu birlikte yıkanabileceklerini söyler. 

Gerçek şüphe içinde suyun sıcaklığını kontrol eder,üstündekileri çıkarır ve Yalanla birlikte kuyunun içinde yıkanmaya başlarlar. Yalan ani bir hamle yaparak bir anda kuyudan hızla çıkar, gerçeğin giysilerini alarak bir saniyede ortadan kaybolur gider. 

Gerçek hayal kırıklığına uğrayarak Çıplak bir şekilde kuyudan çıkıp giysilerini geri almak için Yalanın peşine düşer. Etrafta onu Çıplak görenler kızgınlık ve öfke ile bakıp hor görürler. Zor durumda kalan Gerçek kandırılmış vaziyette büyük bir utanç ve hayal kırıklığı ile daha fazla Çıplak bir şekilde insanların içinde gezmekten rahatsız olduğundan Yalanı aramaktan vazgeçer, yıkandığı kuyuya geri döner ve bir daha ebediyen ortalıktan kaybolur. O günden sonra Yalan dünyanın her yerinde gerçek gibi giyinmiş bir şekilde, gerçeğin yerini alarak aramızda dolaşır ve dünya hiçbir zaman Çıplak Gerçeği görmek istemez. O gün bu gün, tüm insanlar kıyafetlerini giymiş Yalanla birlikte yaşamaktadır. 

Tıpkı ilk insan olan Adem ile Havvanın cennetten kovulana kadar herşeyin Gerçek ve güzel oluşu gibi.Ne zaman ki kovuldular dünyamız Yalan Dünya ve İmtihan Dünyası adını aldı. 

Çocukları olan Kabil kıskançlık yüzünden kendi öz kardeşi Habilin kafasına taş atarak ilk cinayeti işledi, O günden sonra dünya da özellikle orta doğuda topraklar yağmur yada su ile değil, kan ile yıkanmaya başladı. Tohum diye birbirlerini ekmeğe başladılar toprağa. Ekip biçtikleri ile aldıkları ürün göz yaşı, acı ve ayrılık oldu.İlk insanın dünyaya ayak bastığı andan itibaren; kan,acı ,göz yaşı , cinayet, hıyanet, kin,nefret, haset,kıskançlık, çekememezlik,yalan, dolan..

Dünyada hiç eksik olmadı.Günümüzün modern çağında bile insanların birbirlerini öldürmeden yaşadıkları hiç bir günü olamamıştır. Gerçi ilk insanlar ilk çağlarda sadece hayatta kalabilmek, korunmak, zor olan yaşam şartlarından öldürmek zorunda kaldıklarından,günümüz insanı çoğu kez sebepsiz yere, zevk için dahi olsa öldürme duygusuna sahip. 

Bazen de aç gözlülüğünden, hırsından, gücün sınırsızlığına kapılma duygusundan hayatı yaşamayı bilmez. Devletler arasındaki rekabetteki amaç da bütün dünyayı ele geçirme ve tek yönetme yarışıdır.Bu yarışı bitirme düşünceleri asla olmaz ve olmayacaktır.  Takii kendi sonlarını getirene kadar. Üzücü olanda, kendi sonlarını getirirken, bütün dünyanın sonunu da getirmiş olacakları bir acı gerçektir.Yani kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşecek ama bütün dünya insanları ile birlikte. Saygılar.