“Trafik nedir?” denirse… Kara, hava, deniz taşıtları ile yayaların kendilerine özgü yollarda gidip gelmesidir ya da insanların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleridir.

Trafiğin kelime açıklaması bu oluyor. Bana göre trafiğin manası: İnsanların birbirleri ile çekişmesi, egosunu tatmin etmesi, hırs, öfke, inat, saygısızlık, haksızlık, hız yarışı, yol kavgası, koskoca yolu paylaşamama hali, yolun sahibi olma hissi, özel mülkiyet gibi “yol bana ait, istediğimi yaparım” mantığı, stres atma yöntemi, inatlaşma, taciz, saldırı, acelecilik, hız tutkunluğu, dikkat çekme isteği, yer kapma kavgası, acımasızlık, öldüresiye vurma isteği, magandacılık, çevre kirliliği, gürültü kirliliği, dikkatsizlik, düşüncesizlik, çile, sıkıntı, ıstırap, sakatlık, cinayet, hapislik…

Ne kadar olumsuz kelime varsa hepsini yerinde doğru söyledim. Trafiği bu hale getiren eğitimli kişilere sözüm yok, eğitimsiz cahil, hak hırsızı, sürücülerdir. Trafikte suçlar, araçların değil genelde kullanıcıların suçudur. Elindeki araca hükmeden kişidir. Aracı  kaldırıp durdurmayı beceren, “Ben öğrendim” diye kendini trafiğe atan tecrübesiz sürücüler… Asıl bilgi kurallardır. Kimin hakkı kime ait, öncelik kimin, sollama kuralları, sinyalleri doğru kullanma, kendi şeridini takip etme, yollardaki işaretleri, levhaları bilmek güvenli yolculuk için şart. Bilmeden yola çıkan, işini şansa bırakarak trafikte giden insanların yaptığı hatalar geri dönülmez sonuçlar bırakabilir. Kimi zaman bir insanın bir ömür boyu eksik kalmasına neden olurken, kimi insanların da hayatlarına son verdiriyor. Arkasında bıraktığı sevenleri, öksüz evlatlar, gözü yaşlı aileler yıllarca bu acıyla yaşamaya mahkum bırakılıyor.  

Oysaki bizleri birbirimize kavuşturacak mesafeyi yakınlaştıran, sevdiklerimizle bir olmamızı sağlayan, bir yerden bir yere kolaylıkla gitmemizi sağlayan bilinçli tecrübeli sürücülerdir. Usta sürücüler olmasa hayat çekilmez olurdu. İstediğimiz yere gitme özgürlüğümüz olmazdı. Trafikte  tecrübeli kurallara uyumlu ceza almadan yıllarını vermiş bilinçli sürücülere teşvik amaçlı ödül verilmeli, reklamı yapılmalı, trafik yönetmeliği böyle kişilere plaket hediye etmelidir. Ceza alan varsa ödül alan da olmalı. Kendini seven  her şeyi sever. Unutulmamalı ki sevgi; insanı, doğayı, hayvanı sevmekle başlar. Gerçek olan sağlık, huzur ve mutluluktur. Gerisi yalandır!

Varacağımız yere sağ salim, huzurla gitmek ilkemiz olmalı; kurallara uygun gidiş güvenli gidiştir. Acemi sürücülere de saygımız olsun lütfen. Öğrenmeye istekli, tecrübeli olmaya çalışan yeni sürücü adaylarına uzman sürücülerin sabırla yardımcı olmaları, insanlık görevidir. Yayalara da gerekli saygıyı unutmayalım. Öncelik hakkı tanıyalım lütfen. Yaşlı genç çocuk fark etmeden durup yol verelim.

Bu bizim merhametimizden olmalı... Bir elimiz telefonda, bir elimiz direksiyonda, kulağımız müzikte aklımız başka yerde, on parmağında on marifet götürmez trafik. Genellikle bu modelde sürücülük son yılların moda trendlerinden. Ayrıca bu modele giderken, yolu kameraya alıp paylaşmak, selfie çekerek hava atmak modanın şanındandır.

İşin esprili anlatımı bu! Gerçek ise sevdiklerimize ihanet etmemek, bizi sevenleri yarı yolda bırakmamak… Kendimizi düşünmüyorsak sevdiklerimizi hatırlayalım. Trafik en ufak dikkatsizliği asla affetmez. Azrail yolda bekler!

Dönüşü olmayan yola zamansız gitmeyelim. Her zaman bütün seyahatlerimizde sağlıkla gidip sağlıkla dönelim. Kimseleri de üzmeyelim. Saygılar!