Yaşlı teyze sabah ezanını duyunca kalkıp camını açtı, ezan sesini dinledi, abdestini aldı, sabah namazını kıldı. Kahvaltısını da yaptıktan sonra oturma odasına geçip, çerçevelerin içinde olup, hayatta olmayan sevdiklerine "Günaydın" demeyi her zamanki gibi unutmadı. Telefonla duraktan bir taksi çağırdı. Gelen şoföre ; "Tüm gün beni gezdirir misin, sana 500 lira veririm" dedi.25 yada 30 yaşlarında bulunan genç şoför kabul etmeyince " O zaman 650lira vereceğim" deyince; yolculuk ilk durak Anıtkabir’e doğru başladı. Anıtkabir’e gelince; Yaşlı kadın, genç taksiciden yardım istedi. Kolundan tutup merdivenleri çıkması için. Genç; "Nasıl çıkacaksın" deyince: "Her ay nasıl çıkıyorsam öyle" cevabını aldı. Mozoleye doğru yürüdüler. Çantasından bir karanfil çıkarıp mozoleye koydu. "Hayatım boyunca sana verdiğim sözü tutmak için çalıştım ".diyerek Fatiha okuyup çıktı. "Nereye gidiyoruz teyze?" ," Bankaya" ."Teyzeciğim kaç yaşında olduğunu sorabilir miyim" Seksen sekiz"." Maşallah Allah uzun ömürler versin". "Allah sağlıklı, mutlu uzun ömürler versin oğlum " "Teyzeciğim Atatürk’e bir söz verdiğini söyledin. Çok merak ettim. Anlatır mısın ne olur"? " Uzun hikaye evladım. Ben lisedeyken Atatürk bizim okula geldi. Beni ona çiçek vermem için seçmişlerdi. Çiçeğini verdim. Adımı sordu. Bende Adalet dedim. "Ne güzel ismin varmış " dedi. "Okulu bitirince ne olacaksın?" "Hemşire "."Güzel meslek ama bence sen hakim ol. İsmine çok yakışır " dedi. "Senden söz istiyorum, hakim olacaksın" dedi. "Bende söz verdim. Cumhuriyetin ilk kadın hakimlerindenim!" der. Genç çok şaşırır. Bankaya gelirler. Yaşlı kadın kendisini 45dakika sonra almasını söyler. 15dakikalık bir gecikmeyle geri döner. "Hoş geldin hakim teyze" der. Kadın; "Çok uzun zamandır bana hakim denmemişti "diye memnun olduğunu belirtir. Seyranbağları kız yetiştirme yurdunda dururlar. Teyze yurda girer. Yarım saat sonra çıkar. Orta yaşlı bir bayan kendisini arabaya kadar bindirir. Oradan Ankara Seyranbağları huzurevi binasına giderler. Yaşlı kadın burada da bir saat bekledikten sonra geri gelir. Yine yanında onu uğurlayan bir kadınla bir adam arabaya kadar eşlik edip yolcu ederler. "Hakim teyze iyi misin" diye sorar. Kadın; "iyiyim oğlum. Eski dostları görünce duygulandım. Şimdi cebeci asri mezarlığına çek "der. Genç sorar: "Çocuğunuz var mı?" "Oğlum Dışişlerinde çalışıyordu. Fransa’da Ermeniler öldürdü. Kızım öğretmendi. Eşi ve çocuklarıyla 1999 İzmit depreminde hepsi öldü" der. "Allah Rahmet eylesin. Çok üzüldüm, dediğin yere geldik. Bende seninle geleyim mi ?" diye sorar. Kadın "Yok oğlum beni buradan alacaklar, al paranı sen git artık" diyerek mezarlığın içine doğru yürür. Taksici Genç; O gün hayatının en büyük dersini bu yaşlı kadından alır. Evine döner. Ertesi gün taksi durağına gelir. Havada bardaktan boşalırcasına yağmur vardır. Genç durakta çayını yudumlarken günlük gazeteyi gözden geçirdi. Birden bir haber dikkatini çekti. "Dün gece geç saatlerde Cebeci Asri mezarlığında bulunan cesedin Cumhuriyet tarihinin ilk kadın hakimlerinden Adalet Yılmaza ait olduğu, yerdeki mezarların eşine ve oğluna ait olduğu belirlendi. Yılmazın vefat ettiği gün bankadaki tüm parasını çektiği, Kız yurdu ve Yaşlılar yurduna bağışladığı belirlendi. Polis, mezarlığına ölmek için gittiğini düşünüyor." Genç taksici okuduğu haber karşısında derinden sarsıldı. "Gökler bile sana ağlıyor hakim teyze" diyerek göz yaşlarına boğuldu. Saygılar…