İster, “Puslu bir şafakta doğan güneş!”
ister, “Rüzgâr, fırtına, kasırga...” ne
derseniz deyin. İsterse beklentilerinizin
üzerinde bir katılıma gerçekleşmesinin
şaşkınlığını yaşayın.
Geçtiğimiz perşembe gününün Meral
Akşener’in İnegöl’de esnaf ziyaretiyle
başlayacak ve Yenişehir’de devam edecek
esnaf ziyareti programı vatandaşın yoğun
ilgisiyle her iki ilçede de mitinge
dönüşmüştü. Alanları dolduranların ekseri
çoğunluğu daha önce aşina olunmayan
yüzlerdendi.
Merinos AKKM fuar alanında 4 bin kişilik
servis açılmış, iftara bir saat kala masalar
dolmuş, yüzlerce insan ayakta kalmıştı.
Yaşanacaklar tahmin edilmiş olmalı ki,
ayaktakilere çorba dağıtıldı. Dağıtılan
çorbayla orucunu açmış, kimse aç
kalmamıştı.
Programı bazı yerel basın yayın
organlarda yer verilmediğini, yüzeysel
geçildiğini, bazı yayın organlarının da yer
verdiğini çok çarpıcı başlıklar attığını,
köşe yazarlarının farklı açılardan
değerlendirdiklerini, irdelediklerini,
kanaatlerini belirttiklerini gördük.
Dün olduğu gibi bu gün de gelen
tehlikeyi(!) görmemek, göstermemek için
başını kuma gömenleri görüyoruz! Nafile,
korkunun ecele faydası yok!
Programın yansımalarına bakıldığında
ortak kanaat beklenenin üzerinde bir
katılımın olduğu, merkez sağın İYİ Parti
saflarına kaydığı yönünde.
Dününü unutanın yarını olmaz derler...
Bu gün bulunduğumuz noktayı tam olarak
anlamanın, değerlendirmenin yolu, nerede,
nasıl başladığımızı bilmekten geçer. Gelin
birkaç yıl geriye gidelim, nerede nasıl
başladığımıza birlikte bakalım.
7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti 258
Milletvekili ile tek başına hükümet
kuramıyordu. Bir başka ifadeyle AK Parti
girdiği seçimlerde ilk defa yenilgiyi
tatmıştı. Koalisyon görüşmeleri sonuç
vermemiş, seçim hükümeti kurulması
kararlaştırılmıştı. O, kendisine teklif
edilen Başbakan Yardımcılığını kabul
etmedi.
Yeniden AK Parti lehine dengelerin
değiştiği 1 Kasım seçimlerinin akabinde
meydana gelen siyasi gelişmeleri
görmeden gelinen nokta tam olarak
anlaşılmaz.
MHP Genel Başkan adaylığı için 6 isim
ortaya çıkmış, Üst Kurul Delegelerinin
ekseri çoğunluğu, Meral Akşener lehine
imza vermişti. MHP Genel Başkan Adayı
olarak 23 Nisan 2016 günü Bursa’ya
gelmiş, Atatürk Kapalı Spor Salonu o güne
kadar emsali görülmemiş bir coşkuya ev
sahipliği yapmıştı. O gün Bursa’da ortaya
çıkan sinerjiyle değişimin işaret fişeği
ateşlenmişti.
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında
ilk toplantı yine Bursa’da yapıldı. 3 Aralık
2016 günü Kervansaray Termal otelde
düzenlenen toplantıdaki yoğun ilgi yeniden
morallerin yükselmesine sebep olmuştu.
Çanakkale’de önceden izin alınmasına
rağmen 11 Şubat 2017 tarihinde Kolin Otel
yönetimi toplantının yapılacağı salonun
kullanım iznini iptal etmeye kalkmış, bunu
başaramayınca da salonun elektriğini
kesmişti. Akşener salonu dolduranların
telefon ışıkları altında megafonla
konuşmuştu.
16 Nisan 2017 Referandumu sürecinde
gittiği her il ve ilçelerde engellemeyle
karşılaştı. 31 Mart 2017’de Lüleburgaz'da
salon kapılar üzerine kilitlendi.
17 Haziran 2017 tarihinde Merinos Hayat
Lokantasında gerçekleşen ve yaklaşık 3
bin kişinin katıldığı iftar programı da bir
dönüm noktası olarak değerlendirilmişti.
İYİ Parti kurulduktan sonra da
engellemeler bitmedi. 29 Ara 2017’de
Kırşehir ziyareti sırasında çöp konteyneri
üzerine çıkartılarak konuşmak zorunda
bırakıldı. Cumhurbaşkanı Adayı olarak
gittiği Gaziantep’te çöğ kamyonlarıyla
engellendi.
Karşılaştığı hiçbir engel onu yolundan
döndürmedi. O, “Ben Başbakan olacağım.
Başbakan olamazsam babaanne olacağım!”
demişti. Emin adımlarla hedefe ilerlerken
takipçileri de ona inancından zerre kadar
sapmadan takip etti ve etmeye devam
ediyor.
Yaklaşık 20 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti
iktidarı, ülke gelirlerini-kaynaklarını kendi
üyelerinin aidatlarıymışçasına har vurup
harman savururdu. Kaynakların
paylaşımında kendisine oy vermeyen
kesime üvey evlat muamelesi yaptı. Bunun
sonucu ötekileştirilmiş, kadre uğramış,
sesi kesilmiş milyonlar “Milletin umudu
Meral Akşener!” dedi. Gelen bir dip
dalganın ta kendisi. İktidar yolunun işaret
fişeği. Duyulan, sessiz çoğunluğun çığlığı,
ayak sesleri...
Bu zorlu yolu açanların mücadelesi
anlaşılmadan bu gün de gidilecek yol da
yeterince anlaşılmaz.