Ben insanları severdim. Gelen gidenlerle sohbetim iyiydi. Ara sıra manken gibi kızlar gelir giderdi. Uludağ üniversitesinde okuyan öğrenci yurtlarına yerleştirilmiş, iş adamlarının eğitim masraflarını karşıladığı başarılı öğrencilerdi bunlar. Bazen Osmangazi mal müdürlüğünden yardıma muhtaç kişiler gönderilirdi, bizim patrona. Parti adına kendilerine yardım edilen insanlar, iş bulunan kişiler, iş ihalesine girecek insanlar eksik olmazdı. Devlet kapısı gibiydi. Sabahtan akşama kadar böyle devam ederdi. Çoğu kez psikolog gibi herkesi dinler önemli gördüklerimi ön sıraya alır, yardımcı olmaya çalışırdım. Öğle yemeği yeme fırsatım bile olmadığı günler çok olurdu. Ofisin mutfağı vardı. Kendi yemeğimi evden getirirdim Temizlik işi de bana bakıyordu. Ayda bir Ofisin temizliği için kadın çağırıp temizletmem istenmişti. Ben de bu işi kendim yapıyor hafta sonu izin günümde, kadına vereceğim parayı kendim alıyordum. Zaten çocukluktan elimize süpürge verilmişti. En iyi bildiğim işti Temizlik. Cam kapı, Yer sil, perdeleri yıka ütüle, as, çocuk oyuncağıydı benim için. Biriktirdiğim paralarla aileme, sevdiklerime hediye almayı, onları mutlu etmeyi çok seviyordum. Asla özel günleri kaçırmazdım. Anneler günü, Kadınlar günü, doğum günleri, babalar günü benim için önemliydi. İnsanın 5 tane teyzesi, yeğenleri, annesi, anneannesi, babası, dedesi olunca param ancak yetiyordu. Ona al, diğerine alma bana yanlış geliyordu. Başkalarının mutluluğu ile mutlu olan bir yapım vardı. Kendim için almayı, takıp takıştırmayı, sevmezdim. Bir gün beni ağlatan Ali bey elime 1 aylık maaşım tutarında para verdi.-Git kendine güzel kıyafetler al giyin. Senin diğer kızlardan ne farkın var dedi. Her gün farklı giyinmeyi sevmezdim. İki üç günde bir değişik giyinirdim. Bundan rahatsız olmuş halime üzülmüş. Oysa her gün farklı giyinmeyi sevmezdim. Bakımsız değil, sade mütevazı giyimli benimkisi. Makyaj yapmayı oldum olası sevmedim. Sade bir ruj, bir oje bir parfüm bana yetiyordu. Her gün ojemin rengini değiştirirdim. O benim için özel zevkti. Her akşam abdest almak için siler, namaz kılar tekrar boyardım. Giyimde görsellik te gerek ama yerinde abartmadan. Abartısı fazlalıktı, sıkıntıydı benim için. Akşamdan sarılmış bigudili saçlar, boyalı fönlü, permalı bana göre değildi. Yıkanmış, taranmış, mis gibi kokmuş olması yeterliydi benim için. Kaş göz saç boyamak için zamanım bile yoktu. Her insanın geçmişinde yaşanmış böyle güzel iş anıları vardır. İyi ki yaşanmış hatıralar. Sonrası üniversite sınavına girdim kazandım. İşi mi sevdiğim tanıdığım bir arkadaşıma devrettim. Arkamda beni seven, özleyen, arayan onca insanı geride bırakarak. Sonu olmayan hiçbir şey yoktur.

Saygılarımla.