İki buçuk aydır dünyanın ana gündemi Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması.

Kısa sürede Ukrayna'da kontrolü sağlamak amacıyla üç cepheden başlatılan savaş Rusya açısından tam bir hayal kırıklığına dönüştü.

Bu hedeflerinden uzak kalınca Ruslar ağız değiştirip;

Aslında amacımız Rus nüfusun yoğun olduğu Ukrayna'nın doğru bölgelerini Ukrayna'nın baskıcı rejiminden kurtarmak demeye başladılar ve askeri güçlerini o bölgeye kaydırdılar.

Ancak orada da o bölgenin milis güçlerinin desteğine rağmen birkaç önemsiz yerleşimin dışında kazanılan herhangi bir başarı yok..

Ama Rusya'nın ileri sürdüğü tezlerde bir tezat var.

Madem hedef Rus nüfusun yoğun olduğu bölgelerdi bunun için savaşa girmeye ne gerek vardı?

Oradaki halk Ukrayna'dan kopmak istiyorsa zaten kopardı.

Barışçıl yollara referanduma gider ve eninde sonunda bu gerçekleşirdi.

Şimdi ne oldu?: Sözde yenilmez Rus ordusu efsanesi yerle bir olmakla kalmadı, Rusya ekonomisi gelişmiş dünyanın yaptırımları sayesinde çok uzun yıllar kendini toparlama şansı kalmadı.

Rusya'nın en önemli kaybı da süper güç vasfını kaybederek,  çok kutuplu dünyada artık bir aktör olarak yer almayacak olmasıdır.

Kutupların bir tarafında ABD diğer tarafında Çin yer alacak.

Yani aslında Ukrayna savaşından  en karlı çıkan  Çin'e olacaktır.

Rusya ABD nin oyununa geldi. Rusya'yı iyice zayıflatacaklar.

Uygulanan yaptırımlardan dolayı çok uzun yıllar kendine gelemeyecek.

ABD ve müttefikleri aynen Ronald Reagan taktiği uyguladı.

Reagan Sovyetler Birliğinin dağılmasına sebep olan süreci silahlanmaya daha fazla bütçe ayırarak başarmıştı.

Bunun en etkili ayağı da "Yıldız savaşları " projesiydi.

Ekonomik olarak ciddi sıkıntılar yaşayan Sovyetler Birliği bu silah yarışından iyice bitme noktasına gelmiş ve ekonomik sıkıntılar halkın tepkilerinin yükselmesine sebep olmuştu. Bu baskılar  başta Sovyetler Birliği olmak üzere Doğu blokunun çöküşü ile sonuçlanmıştı.

O dönemin devlet başkanı Gorbaçov siyasi çalkantıların önüne geçmek için "Perestroyka" - "Yeniden yapılanma"  sürecini başlatmak zorunda kalmıştı.

Şimdi de, son yıllarda güçlenen ve dolayısıyla askeri alana daha fazla bütçe ayırmaya başyayan Rusya'nın bu çıkışı engellenmeliydi.

Ukrayna üzerinden kışkırtarak yeni bir çöküşün içine soktular onları.

Öve öve bitiremedikleri KGB kökenli Putin aslında stratejik zekaya sahip olmadığını ortaya çıkardı bu Ukrayna savaşı.

Çok ciddi şekilde oyuna getirildi.

Ama biz onun daha savaşın ilk günlerinde oyuna geldiğini ısrarla uyarmıştık.

Savaşın ilk günlerinde siyaset bilimcisinden sözde strateji uzmanlarına kadar herkes bu savaşta Rusya Ukrayna'da birkaç günde kontrolü ele geçireceğini söylerken biz ise Putin'in orada çok büyük hezimet yaşayacağını söyledik.

Üç ay dolmak üzere ve durumun ne olduğu ortada.

ABD, Ukrayna'yı tıka basa en son teknoloji ürünü silahlarla doldurduğunu  görüp ona göre taktikler belirleyerleyeceğine körü körüne oraya dalmaya kalkışmak Putin'in analitik "zekasını" gösteren en büyük kanıt.

Bundan öte Rusya elindekileri de kaybedecek.

Gürcistan'da Abhazya bölgesini, Ukrayna'da güya ele geçirdiği Luhansk ve Donbas bölgesini ama her şeyden öte büyük stratejik öneme sahip ve 2014 yılında ilhak ettiği Kırım yarımadasına da kaybedecek.

Oysa bu konuda orayı diplomatların dediği gibi " finita est" yani oldu bittiye getirmişti ve Dünya da bunu kabullenmişti.

Şimdi Putin'den sonra gelecek kişi Rusya'yı uluslararası izolasyondan kurtarmak için buraları teker teker iade etmek zorunda kalacak.

Etmese bile özel statü adı altında Rusya elinden çıkarmak zorunda kalacak.

Sonuç olarak Ukrayna savaşı Putin için tam bir fiyaskoya dönüştü.

Bugün 9 Mayıs , Nazi Almanyasına karşı kazanılan zaferin yıldönümü ve Putin sıradan bir askeri güç olan Ukrayna'ya karşı bile bir zafer elde edemedi

Ukrayna'da şu ana kadar küçük çaplı zaferler hariç hiç bir başarı elde edemedi  ama elde ettiği bir  "başarı" var.

Ölme noktasına gelen NATO'nun dirilmesine sebep oldu.

Öyle ki bu güne kadar NATO'dan uzak duran dünyanın en yüksek refah seviyesi sahip İsveç ve Finlandiya bile artık NATO üyeliğine başvurma fikri ağır basmaya başladı. Norveç daha önceden zaten NATO üyesi.

ABD bir taşla beş kuş birden vurdu bu savaşta.

En önemlilerinden biri de dağılma noktasına gelen NATO'yu güçlendirdi.