Plansız programsız yola çıktığınız oldu mu? Aklınıza estiği bir anınızda; kafanıza göre takılıp, oldu-bitti derken bir yere gitme arzusunu yaşamayan yok gibidir. Hayatımızın belirli evrelerinde mutlaka yapılan, o anda verilen özgürce kararlarımız olmuştur. Bazen aklınıza estiği için çat kapı bir yere gitmek istersiniz. İçinizden sanki bir yerlerden davet almış da, ‘gitmek icabeder’ düşüncesi ile mutlu mesut çıkarsınız yola. Çalışıyorsanız işten bir kaç gün izin alıp, bütçenizi de istediğiniz kıvama getirdiyseniz hiç durmayın derim. Dün bu gündür. Belki bu gün yapmak istediğinizi yarın yapamayabilirsiniz. İçinizden geleni şartlar da tutuyorsa hiç geciktirmemeli derim. Benim doğru mantıklı düşüncem budur. Sonuçtan memnun olur veya olmazsınız hiç önemli değil. Önemli olan istediğiniz bir şeye karar verip uygulaman, verdiğin kararı yapmanın mutluluğunu yaşamandır. Tabi ki bu çok önemli, hayat memat meselesi kararlardan  bahsetmiyoruz. Ayak üstü alınacak önemsiz kararlarla hayatımızı değiştirecek önemli kararları bir tutmamalıyız. O, apayrı bir konu, karıştırmamalıyız. Bizimkisi güncel kafa gezisi, gelişi güzel çat kapı gezisi. Özellikle ben kendi adıma böyle programsız, içimden geldiği için yaptığım gezileri çok seviyorum. Kendimi ödüllendirme, motive etme gezileri oluyor benim için. Bu yıl da 18 Mart Çanakkale Şehitlerimizi anma gününü erkenden hatırlamak, ziyaret etmek için 2022’nin Kasım ayının sonlarına doğru Bursa’dan sabah erkenden yola çıkıp, Türkiye’nin en uzun köprüsü olan Çanakkale köprüsünden geçerek, Çanakkale Şehitliğimize, etrafını geze geze vardık. Niyetimiz Şehitlik Abidesi’ne girip orada yatan şehitlerimize selam vermek ve ruhlarına yanı başlarında bulunarak Fatiha okumaktı. Gerçi içimizden ne zaman gelirse yer zaman önemli değil istenildiği anda okunur gönderilir.  Nerede olursak olalım duamız yerine ulaşır onu biliyoruz. Bizim farklı bir duygumuz vardı. Sevgi ve Saygılarımızı sunmak adına, yanı başlarında bulunup, konuşmak, yattıkları topraklara ayak basmak duygu yoğunluğu yaşamak istedik. Hisleri anlamak için o anı yaşamak lazım. Bazı duygular anlatılmaz Yaşanır. Maalesef bütün hayallerimiz uçtu gitti!... Bizi Şehitliğin yanına geldiğimizi gören görevliler hemen müdahale edip, Çanakkale’yi bize de geçilmez kıldılar.   -Restorasyon çalışmaları var diyerek  bir adım öne  almadılar. Sınır çizgisini geçirtmediler. Orada bizden başka ziyaretçilerde vardı. Ankara'dan  bir otobüs gelen insanlar vardı. Gelinen yolun uzunluğunun önemi yoktu. Zamansız gelişimiz sorundu. ‘Haberlerden duymadınız mı tadilata alındı şehitlik’ diye hatırlatma yapıldı. İçeri ziyaretçi alınamaz kaidesi gözümüzden kaçmış, bilemedik. Koskocaman boş alanda adım atmanın yasağını tahmin edemedik. Kız kulesinin tadilatını anladık, yanından geçtik, girelim diye teklif bile etmedik. Bazı kapalı alanda bulunan cami, türbe, medrese tadilatlarına ziyaretçi alınmaz kuralını anlıyorum da, açık alanda bulunan şehitliğe gelenleri almamayı anlayamadım. Bir umutla ben tekrar tekrar ısrar ettim. ‘Biz size gelmedik, şehitlerimizi ziyaret etmeye geldik. Biz onların davetli misafiriyiz. Bizi bu kadar yolu gelmişken geri çevirmeye hakkınız yok’ dediysem de kabul olmadı. Şehitlerimize karşıdan seslendim. ‘Size geldik, sizleri  uzaktan da olsa gördük. Yanı başınıza    gelmek, dokunmak, kısmet olmadı. İnşallah başka bir zamanda yine ziyarette bulunmak isteriz’, diyerek duamızı yaptık döndük. İçimiz buruk ayrıldık. Ağlamadık. Öfkeli, sinirli, kızgın, buruk, mutsuz, karmakarışık bir ruh halimizle üzgün geri döndük. Bir daha ki davette buluşmak arzusu ile. Saygılar...