Köyün birinde öğretmenlik yapan bir adam ormanda gezerken bir avcıya rastlar. Avcının bir omzunda silahı, diğer omzunda çantası ve içinden sarkan paçavra eski bezler. Bir elinde kalması, diğer elinde uzunca bir demir, Yanında üç ayrı boyda köpekleri. Köyün öğretmeni adama yaklaşıp gülümseyerek sorar; - "hayırdır böyle tam teşkilat nereye gidiyorsun? "Avcı kendine güveni sonsuz bir tavırla; - " Tilki avlamaya ". Öğretmen gülümsemeye devam ederek; - " Tüfeği anladım da, bu üç ayrı boyda köpeklere anlam veremedim " Avcı: - " Tilkiyi vuramazsam, bu büyük köpek koşarak onu yakalayacak boğacak. Bende derisini yüzüp satacağım. Eğer büyük köpek yorulursa, bu ortanca çok iyi koşar, O yakalayıp boğacak. Bende derisini yüzüp satacağım. Olur ki tilki dar bir çukura girer, bu iki köpek o çukura sığmazsa bu küçük boylu köpek çukura girecek onu boğacak. Bende derisini yüzüp, çoluk çocuğa rızık almak için satacağım. " Öğretmen daha da meraklanır; - " Peki ya bu kazma, uzun demir, paçavralar ne işe yarayacak? Avcı; - " Ola ki tilkinin kaçtığı çukura küçük köpek giremezse, bu kazma ile çukuru açacağım, tilkiyi öldüreceğim, oldu ki çukur kayadan taştan olursa, kazamazsam bu uzun demir ile onu öldüreceğim. Ola ki girdiği çukur düz olmaz, girintili çıkıntılı olurda bu demir işe yaramazsa, paçavrayı tutuşturup çukura bırakacağım. Dumandan rahatsız olan tilki dışarı çıkacak onu öldüreceğim." Öğretmen alınan bunca önlemler karşısında şaşırır kalır; - " Evlat desene, bu tilkinin senden kurtuluşu Allaha kaldı. Bütün ihtimalleri baştan düşünüp, her ihtimali ortadan kaldıracak bir sebep, bir alet bulmuşsun" diyerek Öğretmen olarak kendine bir ders çıkartır. Eğitimci olarak, eğiteceğimiz nesillerimizi önce iyice tanımalı, anlamalı, kendimizi onların yerine koyarak düşünmeliyiz. Karşımızdakinin her durumuna karşı hazırlıklı olmalıyız. Başladığımız işi, iyi sonuç alana kadar bırakmamalıyız. " Bir kere denedik olmadı " dememeli, nasıl olabilir, sonuca nasıl varabiliriz diyerek üzerimize düşen görevde ısrarcı olmalıyız. Hayattaki engeller, yapacaklarımızın karşısında durmamalı, aksine daha da azimli olup önümüze çıkan sorunlara savaş açmalıyız. Bu savaş topla, tüfekle, bedenle değil, azimle, akıl, kurnazlık, zeka yoluyla olur. En büyük başarı sabırla, sükunetle elde edilir. " Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz " sözü boşuna söylenmemiş. Unutmayalım ki bizden önceki nesillerimiz zamanlarının teknolojiden yoksun olmalarına rağmen günümüze unutulmaz Şaheserler bırakmışlar. Bu günkü teknoloji bile onların başarısını yakalayamadı. Saygılar…