Putin, Ukrayna'ya ait bazı bölgeleri ilhak ettiğini resmen onaylayınca Rusya- Ukrayna savaşı farklı boyut kazanmış oldu.

Rusya'nın bu kararı ile barış umutları yok olup gitti. En azından şimdilik

Ukrayna bu işgali tanımaz. Rusya da verdiği karardan geri adım atmaz.

Zira kararını geri alması  zafiyet ve mağlubiyet anlamına gelecektir.

Diğer yandan Ukrayna'da bir "finita est" yani oldu bittiye razı gelmeyeceğini çok net bir dille beyan etti.

Bu durumda savaşın devam etmesi kaçınılmaz.

Her ne kadar Ukrayna belli kazanımlar elde etse de bu ilerleme işgal edilen toprakları silah zoruyla asla geri alabileceği anlamına gelmeyecek.

Çünkü Rusya buna  izin vermez.

Böyle bir durum Rusya'nın mağlup olması anlamına geleceğinden kendilerini dünya kamuoyunda küçük düşürülmesine  izin vermeyecekler dir. Böyle bir durumun meydana gelmesindense, ellerindeki nükleer silahları kullanarak  dünyayı yangın yerine çevirmeyi tercih edeceklerdir.

Bunu da sık sık dile getirmelerinden belli zaten.

Ukrayna'nın arkasındaki ABD ve diğer Batılı güçlere verdikleri mesaj da aynen bu: "Ukrayna'da bizi mağlup etmenize izin vermeyeceğiz" mesajı.

Batı bunun farkında ki Rusya'yı çok fazla köşeye sıkıştırma niyetinde değil.

Yani Rusya'yı çok çaresiz bırakma niyetinde değiller zira Rusya kaybetme noktasında geldiğinde nükleer güç kullanmaktan kaçınmayacaktır.

Savaş kurallarından biridir:

Rakibinizi asla köşeye sıkıştırıp çaresiz bırakmayacaksınız.

Mutlaka bir kaçış kapısı bırakacaksınız.

Yoksa çaresiz bırakılan en zararsız canlı bile size saldırır.

Ama diğer yandan nükleer silah kullanmak öyle çok kolay karar verilecek bir durum değil. Putin'in çevresi buna kolay kolay izin vermeyeceği gibi böyle bir durumun doğrudan Putin'i ilgilendiren tarafı da var.

Orantısız güç kullanmak Putin'in tarihe korkak ve başarısız biri olarak geçmesine sebep olacak.

Bunun dışında Batı konvansiyonel silahlar konusunda teknolojik olarak çok ileride ve  Rusya'yı çok kolay mağlup etme potansiyeline sahip.

Ki bu Ukrayna'nın Rusya'ya karşı üstünlük sağlamasından fazlasıyla belli.

Peki o zaman çözüm nedir?

Çözüm basit: Her iki taraf da bazı tavizler vermek durumunda kalacak.

Bu durum Putin'in yerine başkası gelse  de artık değişmez .

Çünkü konu artık Rusya'nın devlet meselesine dönüşmüştür.

Masaya oturup bir şekilde her iki tarafın tavizleri ama aynı zamanda kazanımları söz konusu olan bir anlaşma yapılarak işin içinden çıkılır.

Başka bir çözüm mümkün görünmüyor.

Afganistan'da olduğu gibi günün birinde Rusya eninde sonunda oradan çıkma durumları  söz konusu olamaz.

Çünkü işgal edilen bölgelerde Rus nüfus var.

Yani halkın Rus varlığına tepki göstermesi söz konusu değil.

Halkın rızası  olduğu sürece, uluslararası hukuka rağmen,  bu iş çözülmez.

Ya iki taraf da taviz vermek durumunda kalır, ya da savaş yıllarca, düşük yoğunlukta olsa da, devam eder.

Ya bu bölgeler özel statülü yerler olacak, ya da paylaşılacak.

Herzon ve Zaporojiye bölgeleri ile Kırım'ın Batı kısmı Ukrayna'ya kalır, Luhangs ve Donetsk bölgeleri ile Kırım'ın Doğu kısmı Rusya'ya.

Ama günün sonunda bilançoya bakıldığında Rusya'ya bu macera ne getirdi, ne götürdü , kar mı zarar mı işte orası tartışmalı.

Çok fazla önemi olmayan bir kaç bölge için uzun yıllar sonuçlarına katlanacak zararlara değer mi bekleyip göreceğiz.

Ama asıl stratejik olan Kırım'ı zaten kimsenin pek sesi çıkmadan ele geçirmişti. Şimdi pazarlık masasına Kırım'ı da dahil etmek zorunda kalacak.

Neresinden baksanız Putin'in bu akıl tutulması savaşı Rusya'ya kardan çok zarar getireceği açık  da  ABD, NATO ve Batı'nın lehine olduğu da ayrı bir gerçek.

Neredeyse dağılma noktasına gelen NATO'yu konsolide etmekle kalmadı, yeni üyelerin kabul edilmesine de sebep oldu ama asıl ABD'nin önemini ve vazgeçilmezliğini daha da arttırdı Batı dünyasında.

Ukrayna'daki  savaşın ülkemizi ilgilendiren tarafı da var.

Bu savaş neden bizim çıkarımıza olduğunu ileride ayrıca yazarız.