Koca bir yazın KGF’li ve yüksek kredi ile geçiştirildiği dönemin sonuna geldik. Böylesi bir dönemin arkasından çarklar dönmeye başladı. Bursa özelinde otomotiv sektörünün başını çektiği sanayii kuruluşları yıllık izin ve bakım izinleri sonrası tatil nedeni ile kapattıkları bölümleri tek tek açarak sektörde hareketi başlatmış oldular. Özellikle otomotiv üretimi yapan fabrikaların üretime geçmesi yan sanayide de paralel etki yaratmış oluyordu. Bursa özellikle ülkemiz ekonomisi açısından son derece olumlu sıra dışı bir örnektir. Birçok sektörün aynı anda katma değer yarattığı Bursa, ülke ekonomisine oldukça fazla katkı sağlasa da, aynı oranda devlet desteği ile geri dönüş alamayan nadir illerimiz arasındadır.

Ekonomik açıdan çarklar dönüyor satışlar gerçekleşiyor gibi görünse de piyasada parayı kimse göremiyor. Dev şirketler ya flaş erteleme ile kayyum denen devlet denetimindeki geçici yöneticilere devredilmiş ya da bankaların yüksek borçları nedeni ile icradan satış aşamasına gelmiş durumda. Ülkemizde yüksek cirolu üretime dayalı şirketleri satın alan yabancı şirketler ise bin pişman durumda. Bursa da bu olumsuz süreçten en çok etkilenen illerimiz arasındadır. Özellikle mobilya, tarım ve makine sanayii ihracatta yaşanan sıkıntılar nedeni ile en kötü yıllarını yaşamaktadır. BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın Bursa’da yeni 2700 işletme reklamı çok da karşılık bulmamaktadır, zira kapanan ya da aktif ancak durma noktasına gelmiş işletme sayısı bu sayının çok da üstündedir.

Bu durumda ülkemizde tek kâr eden kuruluşlar bankalar da yüksek faizler uygulayarak fırsatçılık yapmaktadırlar. Üretimden çok inşaat ve hizmet sektörü ile ayakta duran ekonomimiz tamamen bankaların kontrolüne geçmiş durumdadır.

Kentsel ya da kırsalda olsun kış yaşamının mali yükü şimdiden düşündürücü boyutlara gelmiştir. Isınma, giyinme ve beslenme maliyetleri yüksek, yaşama koşulları çok daha zor olacaktır. Karınca gibi çalışan köylümüz ürettiği fındığı, üzümü, şeftaliyi, armutu kısacası tüm tarım ürünleri ile zarar ederek maliyetini bile çıkaramamıştır.

Üretim sektörü ise stok birikimlerini yılın son çeyreğinde eritmenin planını yapmaktadır. Her yıl ekonomi açısından bir kurtuluş dönemi olan sonbahar bu yıl endişeli bir bekleyişe geçmiş görünüyor.