Ülkemizin artık seçim sürecine girdiği her geçen gün daha net  hissediliyor.

Söylemler de, eylemler de, atılan bütün adımlar önümüzdeki yıl yapılacak seçimlere yönelik.

İktidar,icra gücü elinde olduğundan somut ve elle tutulur hamleler yaparken, muhalefetin faaliyetleri ancak vaatlerle sınırlıdır.

Bundan dolayı iktidarlar seçim yarışlarında her zaman daha avantajlı taraftır.

Bu süreçlerde birçok yöntemler kullanılır ancak kuşkusuz en etkili enstrumanların başında medya gelir.

Günümüzde şüphesiz medyanın gücü inkar edilemez.

Boşuna medyaya 4. güç denilmiyor.

Gerek siyaset, gerek ekonomide, sporda, eğlence sektöründe veya sosyal  yaşamda  neredeyse hayatın her alanında bu güç kullanılmakta.

Ürün veya ticari faaliyetlerde bulunan işletmelerin tanıtımı - reklam,

kişi veya kurumların tanıtımı - propagandadır.

‘’Ne olduğun önemli değil, nasıl göründüğün, yani nasıl algılandığın önemlidir.’’

Bu ilke ile hareket edilmekte.

Yanı oluşturulan algı çoğu defa gerçeklerin önüne geçer.

Özellikle siyaset alanında algı hayati önem taşımakta.

Bunun için günümüzde siyasi partiler PR çalışmalarının medya ayağında   danışman orduları bulundurur.

Kendilerine  bağlı medya organları, yandaş köşe yazarları vardır.

Nitekim  bunların yararını defalarca gözlemledik.

Yaşanan herhangi  bir olayda  bu mekanizma devreye girer ve hesabına çalıştıkları kişi veya kuruma olumlu olaylarda pay çıkarır, aksi durumlarda bu defa bunların adına olayları lehlerine çevirmek için algı operasyonları yaparlar.

Algı yönetimleri bir süreçtir.

Duygu ve düşünceleri etkilemek için psikolojik manipülasyondur algı.

Günlerce bir konuyu ilgili kişi veya kurumların lehine işleyip dururlar.

Belli bir algı yaratmak için belli olayı o kadar çok tekrar ederler ki, sık sık bunu işleyenler bile kendi uydurdukları şeye inanmaya başladıklarına şahit olduk birçok defa.

‘’Hakikat gerçek olan değil, akılda kalandır’’

Bu sözlerin gücünü  çok iyi idrak eden işbilen politikacılar  algı yönetimlerinin ne kadar önemli olduğunu  da çok iyi bilir.

Zaten bakıldığında bu alanda başarılı olanlar bunu kavrayabilmiş kişilerdir.

Bu algı yöntemlerini en iyi kullanan tartışmasız   iktidar partisidir.

Bu kadar uzun süre iktidarda kalmasının en önemli sebeplerin başında bunu çok iyi uygulama becerisidir.

Algı yönetimini elinde bulundurduğu medya gücüyle çok iyi kullanıyor iktidar.

En olumsuz olaylarda bile bu güç sayesinde en az hasarla kurtulabiliyor.

Bunun  son örneğini maden kazasında yaşadık.

Yandaş medya olayın esasından, yani kazaya sebep olan olaylar zincirinden veya varsa kazaya sebep olan ihmallerden  değil, olaya nasıl anında ve kusursuz müdahale edildiğinden bahsediyor.

Sağlıkçıların, itfaiyenin ve ilgili tüm birimlerin nasıl hemen olaya müdahil olduklarını ve nasıl hemen reaksiyon  verdiklerini anlatıyorlar ısrarla.

Amaç iktidarın üstüne düşeni fazlasıyla yaptığı algısı oluşturmak.

Oysa olayın asıl can alıcı noktası olay sonrası yapılan müdahaleden ziyade olayın meydana gelme sebebidir.

İhmal olup olmadığıdır.

Medya tarafından benzer algı oyunlarına daha önce de defalarca  şahit olduk.

Hatta öyle ki birçok kez olaylar öyle bir şekilde yansıtılıyor ki bir anda suçlu kendileri değil, muhalefet oluyor.

Bu şekilde sorunların çözüm yeri muhalefet değil, kendileri olduğu izlenimi oluşturuluyor.

Doğruya doğru.

İktidar algı oyunları konusunda  muhalefetten çok daha başarılı.

Medyayı propaganda makinası olarak çok daha etkili kullanıyor.

Evet

"Hakikat gerçek olan değil,akılda kalandır’’

Ancak ne olursa olsun algının gücü bir yere kadardır.

Zira eninde sonunda gerçeğin ortaya çıkma gibi "kötü" bir huyu vardır.