Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan’ın hafta arası son zamanlarda Ege Denizi’nde Yunanlıların yapmış olduğu ihlaller  nedeniyle “Bir gece ansızın gelebiliriz” demesi üzerine gündem anında değişmiş oldu.Son olarak Kuzey Ege-Bozcaada açıklarında ,uluslararası suların Türkiye’ye yakın kesimlerinde Yunan Hücum Botunun ‘Anatolien’ adlı sivil taşımacılık yapan Türk Gemisinin kaptan köşküne kurşun yağdırması tansiyonu iyice yükseltti. Bu gerilimin tek ve asıl sebebi Lozan ve Paris Anlaşmalarına rağmen hayat olmayan kimsenin yaşamadığı bir çok adacık ve kayalığa Yunanlıların resmen çıkarma yapması.Yine az önce saydığım Lozan ve Paris anlaşmalarına göre Türkiye’nin hemen dibindeki büyük ,küçük bütün adaların silahlanamaz maddesine rağmen A.B.D ve Fransa destekli Yunanistan’ın yüzme mesafesindeki adaları dahi hızla silahlandırması. Bilhassa Paris Anlaşması o adaların  yerel insanların düzenini sağlamak amacıyla sadece hafif silahlı polis gücü bulundurulabilir demesine rağmen  bu inat niye.Bu anlaşmalara rağmen taraflı batının Avrupa Birliği ülkelerinin Lozan ve Paris Anlaşmalarını takmayarak her koşulda Yunanistan’ın yanındayız mealinde açıklamaları inanılabilir gibi değil.

Madem Versay’ın maddeleri de tartışmaya açılsın..!!

  Madem uluslararası anlaşmalar önemli değil, maddeleri uygulamak gereksiz. Örneğin 1.Dünya savaşı sonunda imzalanan  Versay Andlaşması da önemsizdir diyebilirmiyiz. Almanya çıkıp ben bu anlaşmayı tanımıyorum diyebilir mi? Ya da ne bileyim bizim siyasetçilerimizin bu mealde uluslararası anlaşmaların uygulanmaması yönünde açıklamalarına Avrupalılar ne der. Bizim anlaşma maddelerini delercesine açıklama yaparken, kendi anlaşmalarına sıkı sıkıya bağlı iki yüzlü batı ve  A.B.D   aslında çok sert eleştirileri hak ediyor.Bu anlamda bizim güzel bir atasözümüz geldi aklıma.”İğneyi kendine ,çuvaldızı başkasına batır”.