"Dip dalga" terimi  Kasım 2015 seçimlerinden sonra girmişti yaygın olarak  sosyoloji lügatına.

Haziran'da yapılan seçimlerde AK Parti tek başına iktidar olamamış ama  Kasim ayında tekrarlanan seçimlerde rekor oy almayı başarmıştı.

Aldığı %49 oy birçok anket şirketini ters köşe yapmıştı.

Bu kadar yüksek oy alacağını bir-iki kamuoyu araştırmacısının dışında kimse öngörememişti.

Bundan dolayı seçmenin bu eğilimine "dip dalga" tabiri kullanılmıştı.

Yani seçmen yapılan anketlerde gerçek tercihini gizlemişti.

Seçmenin bu anlayışına  birçok neden sıralanabilir.

Ama bugünkü yazımızın amacı  bu sosyolojik fenomeni irdelemek değil. 

Mayıs ayında yapılacak seçimlerin Cumhurbaşkanı adayları belli oldu.

Muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu en çok tartışılan isimdi kuşkusuz.

Ondan daha kolay kazanabilecek adayların üzerinde durulmasında ısrar edenler vardı.

Kılıçdaroğlu'nun adaylığı kesinleşince de onu istemeyenler değişik tepkiler gösterdi.

Bu kesimler  farklı tercihlere yöneldi ancak zaman içinde bu  ilk heyecanları yerini aklıselime bırakacaktır. 

Siyasi geçmişimizde bu tür örnekleri fazlasıyla gördük.

En çarpıcı örneklerden biri Cem Uzan'ın Genç Partisiydi.

2002 seçimleri sürecinde %15 gibi önemli bir oran görmelerine rağmen süreç içinde o yaratılan heyecan yerini sağduyuya bırakmıştı.

Muhalefet cephesinden Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkanlar reaksiyon gösterip farklı seçeneklere yönelmiş olabilirler ancak süreç içerisinde bu tür eğilimler normal ritmini bulacaktır.

Sebep basit:

Çünkü Kılıçdaroğlu karşıtlığından çok daha güçlü dürtüleri var.

İktidar karşıtlığı dürtüsü.

Zaman ilerledikçe ve seçimler yaklaştıkça bu dürtüleri baskın gelecektir.

Ve iktidarın karşısında en güçlü olan adaya yöneleceklerdir.

Bazıları da kararlarını son geceye kadar saklayacaklar.

Bundan dolayı bugünlerde yapılan  anketler çok sağlıklı sonuçlar vermez.

Bu yüzden 14 Mayıs seçimlerinde bir dip dalgaya daha şahit olabiliriz.

Ama bu defa ters dalga.

Bu dip dalga iktidarın lehine değil, muhalefetin lehine olacak.

Yani iktidar ikinci tur hesapları yaparken bir anda açık ara farkla muhalefetin kazandığı ortaya çıkabilir.

Ve araştırma şirketleri yine günlerce ortaya çıkan bu çarpıcı  tabloyu tartışır durur.

Böyle bir durumda hayal kırıklığı yaşayan sadece iktidar olmayacak.

Asıl büyük darbeyi yiyenlerden biri de Muharrem İnce olacak.

Seçimleri ikinci tura götüreyim derken bir anda siyasi mefta olacak.

Ona bir kez daha tavsiyede  bulunalım;

Siyasi arenada var olmaya devam etmek istiyorsa adaylıkta ısrar etmemeli.

Çünkü şu anki siyasi konjonktür ikiden fazla adayı kaldıracak konjonktür değil.

Çünkü şu an siyasi arenada sadece iki seçmen var.

İktidar yanlısı ve iktidar karşıtı.

Bu hakikatleri iyi okumalı diğer adaylar.

Çünkü bir anda son gece kendi destekçilerinin karar değiştirdiklerine şahit olacaklar adaylıkta ısrar ettiklerinde.

Öte yandan sanılanın aksine Muharrem İnce'nin  sonuna kadar adaylıkta diretmesi sanıldığı gibi iktidarın lehine değil, aleyhine olacaktır.

Nedinini başka bir yazımızda açıklarız.

Sonuç olarak şu anki siyasi ortam  Kasim 2015 seçimlerine göre "dip dalga" için çok daha elverişlidir.