Haftalardır süren tarihin en sıcak dönemi yaşanıyor.

Bunaltıcı sıcaklar en fazla kronik hastaları olumsuz etkilediğinden bu hastaların mecbur kalmadıkça  dışarı çıkmamaları önerilir.

Ama sadece kronik hastalar değil, sıcakların en etkili olduğu saatlerde sağlıklı kişiler de doğrudan güneşin ışınlarına maruz kalmamalı.

Çünkü güneşin yaydığı ultraviyole ışınların oluşturduğu önemli bir tehlikesi var.

Cilt kanseri.

Toplumumuzda, başına gelmedikçe, bu tehlikeyi pek önemseyen yok.

Oysa havaların sıcaklığı bu riski daha da artırıyor, ki son yıllarda cilt kanseri vakalarında ciddi  artış söz konusu.

Herkesin bu hastalığa yakalanabilme potansiyeli olduğu gibi bazı gruplarda bu risk çok daha fazla.

Açık tenli, vücudunda fazla benleri olanlar, bağışıklık sistemi zayıf, ailevi öyküsü olanlar,kır işleri veya açık havada çalışanlar gibi uzun süre korumasız UV ışınlarına maruz kalanlar diğer popülasyona göre daha fazla risk altında.

Aşırı sıcaklar  ister istemez bu tehlikeye daha çok dikkat çekilmesine sebep oldu.

Bize de hekim olarak bu konuda daha fazla sorular gelmeye başladı.

Bütün kanser türlerinde olduğu gibi cilt kanserinin tedavisini etkileyen en önemli faktör erken teşhistir.

Bu tür kanserlerin evresine ve türüne göre değişik tedavi yöntemleri var ancak en önemli kriter erken evrede tespit edilebilmesidir.

Cilt kanserleri arasında en tehlikelisi olan melanom dahil erken evrede konulan teşhis tedavi prognozunu çok daha olumlu etkilemekte.

Erken teşhis için en önemli görev kişinin kendisine düşüyor.

Belli periyotlarda herkes vücudunu kontrol etmeli.

Daha önce olmadığı, sonradan ortaya çıkan ben,leke veya benzeri değişiklik görüldüğünde mutlaka bir cildiye uzmanına gidilmeli.

Muayenede dermatoskop kullanılır ve şüpheli lezyon görüldüğünde kesin tanı için biyopsi yapılır.

Ancak cilt kanserleri sadece UV ışınlardan kaynaklı değildir.

Bunu bilmeyenler  yanılgıya düşebiliyor.

Güneş ışınlarına maruz kalmıyoruz diyerek vücutlarında beliren herhangi bir değişikliği önemsemezler.

Hele ki bu tür lezyonlar vücudun güneş görmeyen bölgelerinde ortaya çıktığında kişiler bunu önemsiz görür.

Vücudun hangi bölgesinde olursa olsun şüpheli kızarıklık, leke , iyileşmeyen yara tarzında lezyon görüldüğünde uzmana başvurmak erken teşhis için önemlidir.

Kişisel bakım , kozmetik kremler gibi ürünlerin kullanımında da içerdikleri kimyasal ve katkı maddelerinden dolayı böyle riskler ortaya çıkabiliyor.

Son yıllarda cilt kanserlerindeki  artışın esas sebeplerinin başında UV ışınlardan ziyade bu tür ürünlerin kullanılması geliyor.

Bunun ortaya çıkmasıyla  organik bazlı bakım ürünlerine ilgili her geçen  gün artmaya başlamıştır.

Olması gereken de bu.

Hekim olarak bize bu yönde birçok soru geldiğinden biliyoruz.

Biz de organik bazlı krem veya benzeri ürünler öneriyoruz.

Hatta daha da ilerisini tavsiye ediyoruz.

Kişiye özel ürünler hazırlanıp, kullanılması.

Cildin niteliğine göre yağlı,kuru veya normal ciltlere uygun ürünlerin kullanılması hem estetik, hem sağlık açısından çok daha etkili olduğundan bu ürünlerin kullanılması her açıdan daha faydalı.

Bunlara ek olarak yeni yöntemler de geliştirildi.

PRP (platelet rich plasma) , mezoterapi gibi cildi gençleştirme ve onarım için kullanılan yöntemler daha sık tercih nedeni olmaya başladı.

Sonuç olarak siz siz olun bu aşırı sıcaklarda, özellikle saat 10-16 arası doğrudan güneş ışınlarına maruz kalmaktan mümkün olduğunca kaçınmaya çalışın.

Ayrıca en az UV ışınlar kadar olumsuz etkileri olabilen kimyasal bazlı kozmetik ürünler yerine doğal ve organik bakım ürünleri kullanılması da sağlığınızın selameti açısından ayrıca önemli.