Geçtiğimiz hafta Bursa'da İnegöl ve dağ ilçelerine bir dizi ziyaret gerçekleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sessiz sedasız bir program yapılmış. Bu programı planlayanlar fazlasıyla duyuru ve bilgilendirme yapmadıkları için mi bilinmez ama Kılıçdaroğlu’nun ziyareti, bir sonraki gün Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı değişiminin gölgesinde kaldı ve medyada yerini bulamadı.

CHP olarak Bursa Büyükşehir'i kazanmak hedeflenirken, 'Genel Başkan' düzeyinde böylesi bir ziyaretin bu kadar etkisiz ve yetersiz bir görüntü vermesi çok büyük bir çelişki.

Kaldı ki Kılıçdaroğlu Bursa'dan Cumhurbaşkanının CHP'li belediyelerdeki istifa beklentisine de cevap vermeseymiş ikinci sayfalarda bile yer alamayacakmış...

Kemal Kılıçdaroğlu'nun böylesi bir duruma düşmesinin, kimsenin suçu ya da eksikliği olduğunu düşünmüyorum.

Tam tersine kendisinin siyasi tercihi olduğu kanaatindeyim.

Geçtiğimiz dönemlerde de yakından izlediğim Kılıçdaroğlu kurultay öncesi kendisini destekleyen yöneticileri değil, tam tersine destek vermeyenleri tercih ederek herkesi şaşırtmıştı.

Son kongrede de illerden kendisini destekleyen isimleri değil kendisinin değişimi için mücadele verenleri destekleyen yapıların isimlerini yardımcısı, PM üyesi ve danışmanı yapmıştı. Bölgelerdeki dengeleri korumanın da ötesinde bir tercih yapan Kılıçdaroğlu parti içi dengeleri gözeteyim derken bir çok gerçek destekçisini zayıf düşürmüş, itibarsızlaştırmıştır.

CHP de ki değişimi çok daha etkisiz bir zeminde  yürütmek isteyen Kılıçdaroğlu parti içindeki alternatif sol ve daha devrimci düşünceleri bastırmak için koltuğunu mu kullanıyor?

Bugün artık bu kırılma çok açık ve net bir şekilde CHP'nin içinde gözlemlenmektedir.

CHP grup başkanvekillerini, idare amirlerini, katip üyelerini neredeyse 5. turda seçebiliyorsa bunun sorumlusu Kılıçdaroğlu'dur. CHP de bir süredir genel başkandan güç alarak var olanlar ile daha güçlü bir yapı kurmak isteyen CHP'deki kartallar diyebileceğimiz yeni bir değişim hareketi doğal ortamında büyümektedir.

Bu grubun da oluşmasının nedeni Kılıçdaroğludur. Belediye Meclis üyelerini önseçimle, fermuarla milletvekilini önseçimle ortalama oyla belirliyorsun ancak partinin en önemli organı olan Parti Meclis'ine liste dayatıyorsun ve listeni delen 19 ismi de afaroz ediyorsun pes doğrusu... Kılıçdaroğlu değişime karşı ne kadar ve nasıl direnir bilinmez ancak özellikle yaptığı seçimlerden dolayı en büyük destek aldığı bölgelerde alternatif bir yapıya dönüşüm tahmin ettiğinden daha hızlı olabilir. Zira merkez sağda yeni kurulan  'İYİ Parti' yıllardır söylenen merkez sağdaki boşluğa  talip olmuş görünüyor. CHP'de ise yeni rotanın kimler tarafından göğüsleneceği gelecek kurultayda daha net bir şekilde belli olacaktır.

Kılıçdaroğlu'nun en güçlü isimlerinden Selin Sayek Böke'yi, her ne kadar sağlık nedenleri için ayrıldığını söylese de Şafak Pavey'i kaybetmesi Kılıçdaroğlu'nun görünen en iyi yüzlerini kaybetmesi anlamına gelmektedir.

Kılıçdaroğlu İnegöl'de Saadet Partili, Ak Partili ararken iktidar partisi en radikalini tercih ederek İnegöl Belediye Başkanını ödüllendirdi ve Bursa Büyükşehir Başkanı yaptı, soldan adam devşirmedi...