Son AK Parti'nin Kızılcahamam kampında bütün meslektaşlarımız gibi biz de yakından takip ettik etmeye çalıştık. Tanıdık arkadaşlardan birebir, diğerlerinden basında yapmış oldukları açıklamalardan edinmiş olduğum izlenim bilhassa neredeyse konuşmacıların tamamının akaryakıt fiyatlarının mutlaka kontrol altına alınmasına yönelik çalışmaların bir an önce yapılması yönünde olmuş. Eylül ayından günümüze yüzde 250’nin üstünde gelen zam ne dolar kurunun yüksekliği ne de uluslararası piyasalarda brent petrolün artışı anlamında açıklamalardan çok çok uzak. Eylül ayında 78 dolar olan brent petrol şuan 116 dolar seviyesinde yine Eylül ayında 9 lira civarında olan Dolar kuru ise şu an 17 lira civarı gözükmekte. Son birkaç haftadaki yükselişe rağmen bunları normal bir şekilde topladığımızda dahi döviz kurunun oynaklığınını da göz önünde bulundurduğumuzda akaryakıta en fazla %100-120 civarı bir zam gelmesi gerekmekte iken en son gelen geçtiğimiz akşamki 1 lira 93 kuruşluk zamdan sonra Eylül'den bu zamana kadar yükseliş %250’yi geçmiş durumda. Ne Kış ortasında domates, salatalık ya da diğer narenciye ürünleri ne de herhangi başka bir ürün ya da hizmet bu süreçte bu kadar artmamıştı.  Görünen o ki partilerin illerinden seçilmiş gelen yöneticileri, görevlileri, temsilcileri, vekilleri her kimse bu durumu Kızılcahamam’ da üstüne basa basa tekrar etmişler. Çünkü bu durumu vatandaşa anlatmaları gerçekten çok zor, bu konuda gerçekten haklılar. Durum gerçekten izah edilebilecek bir durum değil kamunun akaryakıta bu şekilde kontrolsüz zam yapması maalesef ardından fırsatçı kesimlere olanak sağlamakta. Sonrasında onların da yüksek oranda zam yapmaları maalesef engellenemiyor ve bu gördüğümüz kadarıyla 9 aydır bir sarmala girmiş durumda. Resmi enflasyon %73’lerde gözükmesine rağmen halkın hissettiği enflasyon bunun da üzerinde.

Eşel mobil şart değil, zorunluluk oldu

Pandemi öncesinde hiç gereği yokken ve de uluslararası piyasada ham petrolün varil fiyatı neredeyse sabite yakınken devreye alınan Eşel mobil sistemi ile akaryakıt fiyatlarının yükselmesinin önüne geçilirken şu anda dünyadaki hareketlilik neticesinde artan fiyatlar ve dövizin yükselmesi sonrasında arka arkaya gelen zamlar geniş halk kesimlerini derinden etkilemiş durumda. Mazota Benzine zam gelmesi geniş halk kesimlerini direkt anlamda fazla etkilememiş olsa da bunlarla orantılı gıda fiyatlarının artması ardından temel tüketim maddelerine geçtiğimiz aylardaki gibi gelebilecek zamlar düşünüldüğünde akaryakıtın bunda payı çok büyük.

Beyaz peynir kırmızı etle yarışıyor

Bir parantez de çiğ süt fiyatları ile ilgili gelişmelere açmak isterim. Geçtiğimiz aybaşında çiğ süt fiyatlarına yapılan yüzde 40’lık zam neticesinde beyaz peynirin fiyatı eskiden beyaz etle yarışırken şimdi artık bir üst gruptaki kırmızı etle yarışır hale gelmiş durumda. Çiğ süt fiyatlarında da direkt fiyatları yükseltmektense üreticilere yem anlamında, mazot anlamında, destek verilmesi daha akıllıca olur kanaatindeyim. Geçtiğimiz günlerde Tarım Bakanı'nın televizyon açıklamasında tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimize 62 kalemde teşvik verildiğini söylemiş ve bunun sadeleştirilmesi yönünde adımlar atılacağını belirtmişti. Bu 62 kalemde verilen teşviklerin direk mazot, direkt gübre, direk yem anlamında çiftçimize verilmesi ve böylelikle çiğ süt fiyatlarının da akaryakıtla yarışır hale gelmemesi yine dar gelirli kesim için en öncelikli konular. Geri sayıma geçmiş olduğumuz şu aşamada son kertede yukarıda bahsetmiş olduğumuz iki husus üzerinde mutlaka gerekli tedbirlerin Kızılcahamam'daki konuşmacıların da belirtmiş olduğu üzere bir an evvel hayata geçmesi, son durumlardan sonra orta direğin tamamen yok olmuş olduğu ülkemizde yüzde 60-70’lik kesimi oluşturan dar gelirli ailelerin en büyük beklentisi bence bu.