Koronavirüsün dünyayı kasıp kavurmaya başlamasıyla birlikte, ülkemizde alınan onca ön tedbire rağmen hem vaka sayısındaki artış haberlerini hem de ölüm haberlerini her geçen gün daha fazla  almamıza rağmen vurdumduymazlık, bana bir şey olmaz laflarını daha fazla duyar olduk.

Çin ve birkaç Uzak Doğu ülkesinin sıkı yasakları uygulamasıyla yayılımın önüne geçildiği görülürken, özgürlüğüne ve sosyal yaşantısına düşkün İtalya 5000’in üzerindeki virüs ölümüyle dünyada en ağır bedel ödeyen ülke pozisyonuna yerleşti.

Durum böyle olmasına rağmen ülkemizdeki vaka sayılarının bini geçmesi neticesinde hafta sonu bilhassa büyük şehirlerde insanların mesire alanlarına koşarak mangal ziyafeti yapmak için uzun kuyruklar oluşturduğu gözlemiyle en riskli grup olan 65 yaş üstü vatandaşlarımıza ve kronik hastaların sokağa çıkması yasaklandı, aslında buna köprüden önceki son çıkış da diyebilirsiniz.

Köprüden önceki son çıkış derken başta Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı’nın onca ikazına rağmen evde kalmayı başaramayan, bunun neticesinde en riskli grup olan 65 yaş üstü ve kronik hastalarla ilgili kararın toplum nazarında ne kadar riayet edildiği ile ilgili gözlemlere bunun yanında yeni vakaların ve ölümlerin artış trendine devam etmesi durumunda bir haftaya varmadan bütün vatandaşları kapsayan bir sokağa çıkma yasağıyla karşılaşacağımız kaçınılmaz bir sonuç olacak gibi duruyor.

Elbette, toplum olarak gerekli duyarlılığı göstererek bu virüs belasından bir an önce uzaklaşmak dileklerimin yanı sıra  profesörlerimizden hasta bakıcısına kadar bütün sağlık çalışanlarımıza Allah güç, kudret versin demek istiyorum.