Ülke olarak yeni tip koronavirüsle tanışmamız ve mücadele etmemizin 296. günü; yani 9 ay 21 gün...

Sizlere yılın son yazısında kıssadan hisse çıkaracak bir hikâye aktaracağım.

Keyifle okumanız dileğiyle…

“Bir gün sultan, bahçıvanın yanına uğrayıp kendisine hediye edilen tayı sorar:

- Bahçıvan efendi, nasıl bizim tay?

- Aslıhu neslihu, sultanım.

- Nesi var?

- Sultanım, asil bir tayın sırtına sinek, böcek konduğunda bunları kuyruğuyla kovalar ancak bizim tay, adeta bir inek gibi kafasını çevirip ağzıyla sinekleri kovalıyor.

Sultan, bunun nedenini öğrenmek için tayı hediye eden adamı çağırtır ve tayın bu davranışının sebebi hakkında bilgi ister. Tayı hediye eden adam der ki:

- Sultanım, bizim tay doğduktan hemen sonra annesi öldüğü için onu, ineğe emzirttik.

Böylece meselenin sırrı çözülmüş olur ve sultan adamlarına emreder: Verin bahçıvana fazladan bir kap yemek...

Başka bir zaman da sultana, güzel görünüşlü bir hindi hediye edilir. Bir müddet sonra sultan bahçıvanın yanına varır ve hindiyi sorar:

- Aslıhu neslihu, sultanım.

- Bahçıvan efendi, bunun neyi var?

- Sultanım, asil olan bir hindi öteceği zaman kabarır, ibiği masmavi olunca başlar ötmeğe. Bizim hindi iyice kabarıyor, ibiği masmavi olup tam öteceği zaman kafasını suya daldırıyor. Galiba bunun da soyunda bir bozukluk var.

Sultan, işin aslını öğrenmek için hindiyi hediye eden kişiyi çağırtır. O kişi, hindinin yumurtasını ördeğin altına koyduklarını ve hindinin, ördek yavrularıyla birlikte büyüdüğünü anlatır. Bu meselenin de sırrı böylece anlaşılmış olur.

..Ve padişah emreder:

-Verin bahçıvana fazladan bir kap yemek...

Sultan, güzel bir günün sabahında bahçede yalnız başına dolaşırken bahçıvan gözüne ilişir ve ona doğru yaklaşarak:

- Bahçıvan efendi, bende de bir sıkıntı var mı?

- Aslıhu neslihu, efendim.

-“Bende de mi?” der ve hemen son demlerini yaşayan annesine koşar.

- Anneciğim, inan sana kırılıp küsmem, kızmam da. Bende bir sıkıntı var mı?

Annesi durur, sıkıla sıkıla başlar anlatmaya:

- Oğul, babanla evlendiğimizde baban çok yaşlıydı, ben daha 15-16 yaşlarında genç, güzel bir kızdım. Gençliğimin duygularına kapılıp bir hata ettim. Sen bizim sarayın aşçısının oğlusun.

Hakikati öğrenen sultan, bahçıvana seslenir:

- Ey olayların perde arkasından bizlere sırlar sunan değerli insan... Tay ve hindinin durumlarına vakıf oldun, anladık da; benim durumumu nasıl anladın, bu nasıl bir bilgeliktir? Söyle bana.

- Ey yüce sultan, bunu anlamaktan daha kolay ne var? Benim bildiğim sultanlar, ödül verirken ‘Verin bir kese altın!’ der. Sen ise, verin fazladan bir kap yemek diyorsun.

Sultan adamlarına seslenir:

- Verin bahçıvana fazladan bir kap yemek!”

Nesiller aslına çeker. ‘Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar’ demiş atalarımız.

Madeni iyi olan insan, doğuştan bazı meziyetler taşıyan insan her yaşta iyidir. Madeni kötü olan da öyle! Kişinin çocukluğundaki özellikleri değişmez; ihtiyarlığında da sürer.

İnsan yedisinde ne ise, yetmişinde de odur.’

Herkes kendine yakışanı yapar.

Her şey aslına rücu eder!

2021 yılının, siz değerli okuyucularıma sağlık, huzur ve başarı dolu bir yıl olmasını diliyorum.

Yeni yılın, barış, hoşgörü, birlik, beraberlik ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Selam ve dua ile...