Asrın illeti yeni tip koronavirüs sebebiyle hepimiz zor günlerden geçiyoruz.

Koronavirüs malum her şeyi alt üst etti. Aynı zamanda bazılarının kafaları da karışık.

Dün aşamalı olarak normalleşme adına atığımız ilk adımın akabinde sosyal medyada “AVM’ler açılıyor da, neden camiler açılmıyor, AVM’lere girmeyen virüs, camiye mi girecek?” gibi benzer sorgular ve sorgulamalar. Bence ucuz ve gereksiz bir tartışma.

Öncelikle şunu belirteyim camilerimiz kapalı değil. Camilerin tamamı ibadete açık. Camilerde beş vakit ezanda okunuyor. Cemaatle vakit namazları ve cuma namazı kılınmıyor.

Üstelik bu tartışmaları yapanların ekseriyeti de camilerin yolunu ve kapısını bilmeyenlerden ibaret. İstisnalar hariç.

Elbette camilerde cemaatle namaz kılmak önemli ve faziletlidir. Ancak dünyayı bu kadar derinden saran ve sarsan virüs tehlikesi ortada iken bizden birçok değerimizi, insanımızı almışken ve almaya devam ediyorken namaz camide mi evde mi iş yerinde mi kılalım tartışması gereksizdir.

Kaldı ki Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda gerekli açıklamaları yaptı. Korona Bilim Kurulu var. Nasip olursa da yakın bir zamanda camilerimiz de gerekli tedbir ve tavsiyeler ışığında cemaatle namaz kılınacaktır. Umuyor ve diliyoruz en çok tartışan ve açılmasını arzu edenler cami cemaatlerinin içinde sürekli görünürler.

Bir ülkenin milli ekonomisi güçlü değilse camilerde güvenli, sağlıklı ve huzurlu bir şekilde namaz kılamazsınız.

Beş vakit namazlarınızı evde rahatlıkla kılabilirsiniz. Ancak her türlü iş yapmayı, üretimi, pazarlamayı ve ihracatı evin içinde yapamazsınız.

Öncelikle AVM, berber, kuaför, güzellik salonları, otel, lokanta, fabrika ve işyerlerinin açılması gayet doğal, doğru ve mantıklı kararlardır.

Camileri cuma günleri, teravih namazları ve bayram namazlarının dışında ne zaman doldurduk. Beş vakit farz olan namazlarda ne zaman camiler doldu. Başkalarının dolduruşuna gelmeyin.

Allah’ın ilk evi olan Harem-i Şerif ve Mescid-i Nebevi kapalı. Azıcık mantıklı ve yasal olarak düşünseniz cevabını da bulacaksınız. Secdeniz Kabe’ye değil Allah’a olsun.

AVM de bizim, cami de bizim. İster camiye ister AVM’ye gidin. İster ikisine gidin. İsterseniz ahilik ruhu gereği mahalle bakkalına ve esnafına gidin. Tercih sizin.

Hadi camiler kapalı onun için camiye gidip cemaatle farz namazlarınızı kılamıyorsunuz bunun için içiniz yanıyor.

Namaza ne lüzum var, çalışmak da ibadettir düşüncesi tehlikeli ve yanlıştır. Müminin çalışması ibadettir.

Kendinin ve çocuklarının nafakasını kazanacak ve borçlarını ödeyecek kadar çalışıp kazanmak farzdır.

Cemaatle namaz kılmak sünnettir.

Zekât vermek ise farzdır.

Bankalar açık neden gidip hesabınızdan para çekip zekâtlarınızı ödemiyorsunuz. Allah’a ve kullara olan borçlarınızı ödemiyorsunuz. Kaldı ki o senin paran değil fakir ve fukaranın hakkıdır. İslam’ın beş şartından biri de zekât vermektir. Gerçekten zenginler hakkıyla zekâtını vermiş olsalar ortada fakir kalmazdı. Zekâtını hakkıyla verenlerden Allah (c.c.) razı olsun. Daha çok rızık ve bereket versin.

Bakara suresi, 110. ayetinde: Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah’ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.

Fabrikalarımız çalışırsa, ekonomi çarkları dönerse cami de yaparız, okul da yaparız, köprü de yaparız, yol da yaparız, hastane de yaparız...

Güçlü bir ekonomi demek daha güçlü bir Türkiye demektir.

Yarın sizlere Almanya’da 9 Mayıs’ta yeniden açılan camilerde alınan tedbir ve kurallardan bahsedeceğim. 

En kısa sürede güvenli ve sağlıklı bir ortamda cemaatle namazlarımızı kılmamız temennisiyle.

Selam ve dua ile… Sağlıkla “evde” kalın.