Bursa'nın 'na mütanai' semtlerindendir Çekirge... Hiç düşündünüz mü bu isim nereden gelmiştir ve bu semtimize isim olmuştur... Ve bir böcek adı nasıl kabul görmüştür... İşte o Çekirge'ye el atan ve Osmangazi Belediyesi meydan düzenlemesi için özel bir yarışma düzenliyor tarihi ve çevre dokusunu eski ihtişamına kavuşturmak için...

İşte o hikaye;  Murad Hüdavendigar zamanında Çekirge Sultan diye zat-ı muhterem vardır... Kişi, 'sultan' lakabını sonradan almıştır. 

Biçare bir adamcağız sabahtan akşama kadar Çekirge'deki hamamın önünde otururmuş. Bir gün hamamdan bir kadın feryatlar atarak çıkmış ve küpelerini kaybettiğini söylemiş. Değerli küpeler bir türlü bulunamamış.

Nihayet, hamamın önünde oturan adam işe karışmış ve kadına: 'Yıkandığın kurnanın yanında ufak bir delik vardır, dökülen saçlarına sarılı olan küpelerin oradadır.' demiş. Hakikaten de küpeler ordaymış. 

Bu hadiseden sonra fakirin kerameti duyulmuş ve herkes adama akıl danışır olmuş. Fakirin ünü o kadar artmış ki, Sultan Murad'ın kulağına gitmiş. Adamın 'gayb ilminde' pek mahir olduğu söylenmekteymiş. 

Kahin, padişahın huzuruna getirilmiş.

Padişahın sorduğu iki soruya da mükemmel cevap vermiş. Fakat henüz imtihan bitmemiş. Sultan Murad, kahine doğru kapalı elini uzatarak sormuş: 'Söyle bakalım, elimde ne var?' 
Bunun üzerine adam tereddüt etmiş, şaşırmış, kellesinin uçurulacağını düşünmeye başlamış. Böyle dertli dertli düşünürken, bir yandan da mırıldanmış: 'Bir atlarsın çekirge, iki atlarsın çekirge, üç...'derken, padişah elini açmış ve avucundan bir çekirge atlamış. 

Bu olaydan sonra fakir, sarayda müneccim olmuş ve 'Çekirge Sultan' lakabını almış. Mezarı Mura Hüdavendigar Türbesinin önündeki yuvarlak, yeşil bir taş olan bu zat semte ismini vermiş. 

Bu bin bir gece masallarına benzeyen hikayeden, ayrıca, dilimize 'bir atlarsın çekirge... iki atlarsın çekirge...' sözü kalmıştır. 

                        

İkinci rivayete göreSultan 1. Murad Bursa ve çevresinde ünlenen bir müneccimi, sarayına davet eder, kaybolan değerli bir yüzüğünü bulunmasını emreder. Müneccim, kırk gün müddet ister, sarayın ortasına büyük bir tencere koyar içine su ve barbunya koyar. insanlar merakla sorar. O da "Yüzüğü çalanın karnı şişecek ve patlayacak"

Fakat bu zaman içinde, bulamama endişesiyle çok korkar. Kırkıncı gün saray uşağı, karnı şişince, gizlice yüzüğü sultana verir.

Müneccim bu imtihandan başarıyla çıkar,   

Bir gün sultan onu huzuruna çağırıp, son bir defa dener:  ‘Avucumda ne var’ der.  O can korkusuyla:

“Bir hoplarsın çekirge, iki hoplarsın çekirge, üçüncüde yakalanırsın çekirge” diye sayıklarken,  sultan avucunu açar, serbest kalan çekirge de zıplayarak kaçar. Müneccimbaşı bu sınavdan da başarıyla çıkar. Bu olaydan sonra semtin adı “Çekirge”,  müneccimbaşı da  “Çekirgesultan” adıyla anılır. Kabrinin Çekirge’de, I.Murad Hüdavendigar Türbesi girişte sağ taraftadır.