Detaya girmeyeceğim ama dünya da bilim adamları dünyayı, uzayı ve atomları incelerken geleceği, toplumu aydınlatan bilgiler elde ettiler son yıllarda. 

14 Mart 2018 yılında vefat eden ünlü fizikçi, evrenbilimci Stephen Hawking, ölmeden hemen önce gelecekle ilgili birçok uyarılarda bulundu.

NASA, geçtiğimiz günlerde, Parker Güneş Keşif Uydusu’nu güneşe 42,7 milyon kilometre yaklaşarak rekor kırdığını açıkladı.

Bla bla bla...

Bu böyle uzar da gider.

Peki biz bu dünyada neyi tartışıyoruz?

Kimin ne giydiğini, kimin ne içtiğini, ne yediğini, neyi düşündüğünü...

Barış içinde yaşamak varken bu kavga hırs niye?

Siz neyin derdindesiniz?

Bu geçici ve birbirlerini incitmenin anlamsız olduğu dünyamızda ‘Önce ben’ zihniyetiyle bütünleşmiş, ‘merhabasız’ kalabalıklara dönüştük. Daha sonra farklı kültürlere, farklı düşüncelere ve farklı hayallere sahip insanları biz siz ve onlar olarak gruplaştırdık.   Savaşlar, tecavüzler, katletmeler, şiddetler… Öylesine nefret etmişiz ki birbirimizden ve bu hayattan…

Hiç anlam veremiyorum.

Tanıdınız değil mi bahsettiğim kişileri?

Bu insanlar her yerdeler artık

Bir nefes kadar yakınımızda

Varlar

Susmuyorlar…

Öfkelerini kusuyorlar.

Bu gezegen gerçekten farklılıklarla güzel, farklı dillerle, farklı müziklerle, farklı danslarla, sanatlarla güzel.

Bu gezegen barış içinde yaşarken güzel, merhamet etmekle güzel.

Bu gezegen, çoğunluk gelenin azınlığı ezme telaşına girmediği zaman güzel. Yok etme, katletme anlayışının olmadığı zaman güzel. Ahlaklı yaşadığımız zaman, birbirimize saygı sevgi gösterdiğimiz zaman güzel.

Yaşadığım toplumu çok anlamaya çalışıyorum. Mesela film yapımcıları neden sadece dram, aşk, acı konularını ele alıyor? Neden felsefi, bilim, belgesel konular tercih edilmiyor?

Ee izleyicisi olmayan filmle neden uğraşılsın ki neden salon verilsin?

Toplumun beklentilerine, ilgilerine göre film yapılıyor. Absürt saçma sapan filmler diziler izlemeye alışmışlar. Olay şu; Cahiller cahil olduklarının farkına varamayacak kadar cahiller.

Okumadık, okumaktan uzaklaştık, yedik içtik güzelleştik, sevmeyi zorlaştırdık. Yıktık, kırdık, hırçınlaştık, parçaladık masumiyeti yok ettik.

İçimiz boşaldı ve bomboş kaldık. Bir ayılsak, Bir aydınlansak. Birileri barıştan da bahsetsin artık…