Değerli okurlardan özellikle anne ve babalardan bu yazıyı çok dikkatlice okumaları.

Bugün sanal çöplükten bahsedeceğim.

League Of Legends, Counter Strike Global Offensive, Grand Theft Auto V, Zula, Wolfteam saymakla bitmeyecek olan bağımlılık yapıcı düzinelerce oyunlardan sadece bir kısmı. Türkiye’de özellikle Avrupalılar oyun piyasasına çok Önem veriyorlar.

Avrupalı devletler Türkiye’deki genç oyuncu kitlesinin etkin olarak bağımlı olduğunu ve bu bağımlı gençlerin oyun içinde birbirlerine üstünlük elde etmelerine yarayan bazı özellik ve özel kullanımlı hizmetleri de interaktif bankacılık yöntemleriyle satışa sunarak ciddi rakamlarda gelir elde ediyorlar.

Şöyle düşünün yabancı birisi sizi bir maddeye bağımlı hale getiriyor sizde o maddeyi temin edebilmek için hem hayatınızı hem de gelirinizi heba ediyorsunuz. Evet bunu yasal yoldan yapmanın en etkili yolu bağımlılık yapıcı oyunları piyasaya sunmak.

Bu hem o ülkenin genç beyinlerini köreltir hem de maddi açıdan büyük bir para akışı sağlamanıza yarar. Gelelim bağımlılık yapıcı oyunlara, bu oyunlar kişinin gerçek hayatta sahip olmayacağı içerik, sosyal sınıf ve statüleri kişiye sanal ortamda sağlar.

Bu neticede oyuna dahil olan kişi kendisindeki özgüven eksikliği, kendisinde ki başarısızlık, korkmuş ve bastırılmış, ezilmişliği yok edip egosunu yükseltmekte haz vermektedir. Bunun bir başka boyutu ise gerçek hayata şiddete maruz kalmış gençlerin içinde ki öfkeyi boşaltabilecekleri bir aktivite olarak gördükleri online yada offline şiddet içerikli savaş, katliam temalı oyunlardır.

Bu oyunlarda gençler içlerindeki kin, nefret ve öfkeyi boşaltıp deşarj olduklarına inanıyorlar. Fakat bu durum ilerleyen aşamalarda oyun içi sinir krizlerine ve daha sonra oyuncular arası şiddete ve sonu ölümle biten olayların çıkmasına neden olmaktadır. Bu tarz oyunları oynayan bireyler gerçek hayatta yapmaya cesaret edemedikleri ve sonucu çok ağır hapis cezalarıyla bitecek olan faşistçe, sapıkça, her türlü acı ve işkenceyi sanal alemde yapabilecekleri bir ortamda olup kuralsız olmanın hazzı içindeler.

Tabi bunların dışında çeşitli flört oyunları da olup, gerçek hayatta maruz kaldığı ahlaki dayatmaların dışına çıkabileceği oyunları tercih eden gençlerinde sayısı küçümsenemeyecek kadar fazla.

Kısacası ben bunu Sanal Çöplük olarak nitelendiriyorum. Sanal Çöplüğün içinde çeşitli rüyalara dalan gençler maalesef bu rüyadan uyanmak istemiyorlar. Fakat uyandıkları zamanda iş işten geçmiş oluyor. Geriye fazla kiloları, kaybolup giden yılların çaresizliğinden, başarısız ders notlarından başka bir şey kalmıyor.

Yada sağlık durumları bozulan anne ve babalar. Hayata tutunacak yaşa gelip hayata tutunacak konumda olamayan gençler ise yapmış oldukları pişmanlığın geri dönüşü olmadığına inanmaktadırlar.