2023 yılını geride bıraktık…

Eski yıl yapmadığını bırakmadı. Defolarını ortada bırakarak günahlarını sırtına yükledi. 

Toz olup gitti… Yıl bitmeden eski yılın penceresinden son bir defa daha baktım. Geçen yıldan kalan güzel anlar aradım, bulamadım. 

Eski yılın kalabalık dünyasında vefa dostluk ve sevda yolcularını aradım, onlar da yoktu!

Baktım ki; 

Herkes kendi menfaatlerinin peşinde…

Kalemimi çıkardım!

 “Eller yukarı herkes kalbindeki güzellikleri çıkarsın” dedim. 

Hiç biri çıkaramadı. 

“Vay kalpsizler sizi” dedim.

Eski yılda tanıdıklar çoğalsa da dostlar eksildi. Varlıklar artmadı. Değerler bitti.

Eski yılda her taşın altından çıkan aynı adam, FON’unda çalan bir Abba şarkısı🎵 “MONEY MONEY MONEY” ile herkese uyku hapı dağıttı, ganimeti topladı, gitti.

Eski yılda yanlışa programlanmış adaletten yoksun zavallı hakemler,  ağzındaki düdüğü kötü maç yönetmeye üfledi.

Kendini VAR sistemine köle yapan  sırtını teknolojiye yaslayıp sahada doğruluk düdüğü yerine ekran işareti yaparak kendine düdük çalan zavallı hakemleri hiç sevmedim.

Düdüğün onurunu yere düşüren hakemin kulağının dibinde ıslık çalarak eski yılın tüm yanlışlarını doğruluğa sevk ettim.
İstanbul’a 12 saat 47dk, 1058 km mesafede olan Trabzon’un 3 büyüklerle yaptığı maçlar  Derby maçı olarak gösterenlere Hande Yener’in “ATMA” şarkısını çaldım. 

 Sahibi olmadığı yeri işgal ederek

“Boş yapan”  bu tiplere bekleme yapma devam et! dedim.

Futbolun tekerine çomak sokmaktan vazgeçmelerini söyledim.

TV ekranlarında saçma sapan bu yorumları yapan bitirimleri, sanki bahçe düzenlemesi yapmak için bir araya toplanmış  kuru odunları yontmaları için heykeltraşları göreve çağırdım.

Beşiktaş eski yönetiminin sezon başında takımın başına, maç kaybetme mütehassısı Şenol Güneş ve Burak Yılmaz’ı getirmelerine anlam veremedim…

“Zemin kaygan düşersiniz” bilin, dedim. Burak Yılmaz’ı dönme dolaba bindirdim.

Şenol Güneş’in çok bilen halini stadların dışına çıkardım. Yanlış oynanan elde "Sinek valesi maça kızından nasıl olur da büyük olur" dedim.

Kadıköyde tarihin en tatsız derbisinde Okan Buruk’un korkak futbolunun oyununa gelen İsmail Kartal’a sitem ettim.

Tarihte bir çınar olan Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray'a, sevgide istiap haddini aştığı için "Sevdalı İstanbul" adını verdim. Yeni yıllarını en içten dileklerimle tebrik ettim.

Riyad da yaşanan Süper Kupa krizinde, Atatürk sevgisinden değerlerinden taviz vermeyen Fenerbahçe Galatasaray ve Beşiktaş’’ı takdir ettim, alkışladım. 

Öznesi para olan futbolun mostralıklarını, TV ekranlarından, futbolun içinden çekilmesi için yetkili merciilere mail attım.

Eski yılın günahları yeni yıldan çıkmasın!

 Birkaç güzel şeylerin dışında, eski yılda yapılan bütün  çirkinliklerin, yanlışların dosyasını çuvallara doldurup, tümüyle çöpe attım. Hayattaki tüm güzelliklerin hatırına, yeni yıla odaklandım.

Yeni yıla girerken gökyüzüne baktım. Umut dolu gözlerle 

Çoban Yıldızı’na “gitme sen kal” dedim. Sesimi duydu. Bir fısıltım yetti.

Hayatın anlamını en çok O anladı. 

Yüzlerdeki çizgiler saçlardaki aklar her yıl biraz daha yaşlansa da, 

Umutların güzelliklerin ve dostlukların hiç bir zaman yıpranmaması, daima iyi insanlarla birlikte olmak dileğiyle…

Sağlıklı ve mutlu yıllar…