Her yıl baharın gelmesi ile hafta sonu gezilerinde artışlar başlar, yazın gelmesiyle de her yer dolup taşar…

Hemen hemen herkes, özellikle de çalışan kesim hafta sonunu sabırsızlıkla çekerken bir yandan da “Acaba nereye gitsek?” derdine düşer…

Çünkü hayat şartları malum, gidilecek yerin hem güzel hem serin hem de ekonomik olmasını ister.

Ayrıca şüphesiz büyüklerin rahat edebileceği gibi, çocukların rahatça oynayabilecekleri bir yer olması da çok önemli ayrıntıların içine girer.

Ben de birkaç gün evvel tüm bu düşünce ve sorularla bir tercih yaptım ve sevgili eşimle birlikte soluğu Misi Köyü’nde aldım.

Köye girer girmez yapılan çevre düzenlemesini ve restorasyonları görünce ne kadar uzun zamandır Misi’ye gitmemiş olduğumu fark ettim… Neredeyse tam bir yıl! Koskoca bir yıl ve kayıp bir zaman…

Açıkçası geçen bu süreye üzüldüm.

Çünkü sanki cennetten bir parça olan ve şehrimizin içinde bulunan Misi Köyü’nde, az önce saydığım tüm özellikler mevcuttu ve bu köy Bursa’mızın köyüydü.

Ulaşımı kolay, mis kokulu Misi Köyü’ne girer girmez rahatladığımı fark ettim. Antibiyotik gibi, derenin suyu, kuşların cıvıltısına kapıldım gittim. Derdi, tasayı, her şeyi bir anda geride, çoook geride bırakıverdim…

NİLBEL TESİSLERİ… TEBRİKLER!

Misi Köyü’nün büyüsüne kapılarak geçen bir saat sonunda, temiz havanın da etkisiyle acıktığımızı fark edince akşam yemeğini Nilüfer Belediyesi’nin Nilbel Tesisleri’nde, Misi Kamp Karavan Restoran&Kafe’de yemeye karar verdik.

Belirtmeliyim ki, duyduğumdan ve umduğumdan çok daha fazlasıyla karşılaştım. Görüntüde küçük bir alan gibi görünen Nilbel Tesisleri en az Misi Köyü kadar güzeldi. Gün batımının etkisiyle tesis birden büyülü bir alana dönüşüverdi…

Bu şirin restoranın önünden geçen derenin suyundan tutun da, kurbağa sesiyle karışan kuş cıvıltılarının oluşturduğu ahenk, yemyeşil çimenlerde koşturan çocuk sesleri ve gülüşleri ancak yaşanarak kavranabilecek bir güzellik. 

Sanki günlerdir özleminizi çekmişçesine, güler yüzleriyle ve rahat etmeniz için ellerinden gelenin fazlasını yapmaya çalışan, sizi evinizdeki kadar rahat hissettirmeye çalışan ve hissettiren bir personel…

Bu sebeple bu güzel yerde çalışan tüm personeli, işlerini bu kadar iyi ve içten yaptıklarından dolayı önce tebrik ediyor, sonra da teşekkür ediyorum.

Çünkü her iş zordur ancak en zor mesleklerden biri de turizmciliktir. İnsanoğlunu memnun etmek kadar zor bir durum da hemen hemen yoktur. Dolayısıyla bu iş her yiğidin harcı değildir.

Herkese hafta içi, hafta sonu fark etmez, öncelikle Misi Köyü’ne gitmelerini, sonra da Nilbel Tesisleri’nde en azından bir çay içip öyle şehre geri dönmelerini tavsiye ederim.

Yazımı noktalarken de tüm bu güzelliklerin baş mimarı Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i canı gönülden kutluyor ve teşekkür ediyorum.

Ayrıca birkaç gün önce el değiştirdiğini öğrendiğim tesisin, müşterilere karşı aynı duyarlılıkta ve güzellikte devam etmesini, yeni sahiplere hayırlı olmasını dilerim.